Avdetle o fıtrî olan ahlâk ve fezail,
Ahfâd olur elbet gene ecdadına nail,
Türk ordusu namile çıkar, dâfii sâil,
Ağuşu vatandan gene bir mahşeri hâil!
Sen sağ ol emin ol ki o gün lâzım olursun!
En canlı cenahile onun âzim olursun!
Viyana, 15 mayıs 1919
Abdülhak Hâmid
Muhibbi halisiniz
Hâmid Mütarekeden sonra birbirini takib eden felâketlerin
en büyüğünü evvelden hissetmiş gibi bu satırları yazıp
bana verdiğinin ertesi günü 16 mayısta Yunanlılar İzmir’i
işgal etti. Bunu bir gün sonra, Viyana sefaretindeki ataşena
valimiz Bay Kemal’le Stadtpark’ta dolaşırken onun bana
uzattığı gayet kısa bir gazete telgrafından haber aldım.
Birdenbire derin bir tessüre, fakat akabinde büyük bir
tehevvüre kapıldım. Adeta yüksek ve parkta dolaşanların
nazarı dikkatini celbedecek bir sesle Bay Kemal’e şu sözleri
söyledim:
«Yunanlılar İzmir’i işgal edebilir; fakat katiyen ve katiyen
orada tutunamazlar. Şimdi olsa bile bir sene sonra, beş
sene sonra, yirmi sene sonra orası gene Türklere geçer.
Bunun böyle olacağı muhakkaktır.»
İstiklâl Harbimiz Abdülhak Hâmid’e ve bana hak verdi. Gazi
Mustafa Kemal’in dehasile uyanan Türk milleti köpürdü ve
içten, dıştan bütün düşmanlarına karşı koydu. O sırada
başımdan geçen pek büyük bir aile felâketi benim hayatımı
perişan ettiği için ben Hâmid’in arzu ettiği gibi «Türk
ordusunun en canlı cenahile bizzat âzim olmak» şerefinden
mahrum kaldım. Fakat başta gene Gazi Mustafa Kemal
olmak üzere Millî Mücahedeye iştirak eden bütün silâh