23Rabbimizاَن
َّبَرgünahlarımızıْر
ِفْا غَفْر
ِّفكََوörtbağışlakusurlarımızıاَنِات�ـ
ّ
ِی
َاسَّعَناَـنَّفَوَ
تَوveruhumuzu alَعَمِارَر
ْبَْلااberaberiyilerileاَن
َوبُ
نُاذَنَلRabbimiz! Günahlarımızı şlabağı , urlarımızıkus
ört ve r uhumuzu iyiler ile beraber al! (3: 193)
şüphesizَّ
نِاkimselerinَ
ینذَِّالc nlarınıaaldıklarındaُم
ُیھّٰف
َوَ
تmeleklerُةكَ
ِئٰٓل
َمْالو اُلاَقderler kiي
ِٓم
ِالَظnefislerinene işteidinizid ikzulmedenْمِھ
ِسُفْنَ
اْمُ
تْنُ كَیم
ِف
َ
ین
ِف
َعْ
ضَ
ت
ْسُمzayıf bırakılmışkimselerderler ki
yeryüzündeي
ِفِضْرَْالا
و اُلاَا قَّنُ
كŞüphesiz n efislerine zulmeden k imselerin anlarınıc
melekler ldıklarındaa d erler ki: “ne işte idiniz?” derler ki:
“Y eryüzünde zayıf bırakılmış kimseler id ik. (4: 97 )
24kendisineُ
ھَّنَ
اonun hakikatenapaçık bellidüşmanı olduğu oluncaٌّوُعَد
ِِ�A llahَ
اَّر
َبَ
تuzaklaştıُ
ھْن
ِمondanن َّ ِاşüphesizَمی
ِھٰ
ربِْاİ brahimٌا هَّوَ َلا
ٌیم
ِل
َحçok içliidiçok yumuşakidiَ
ن
َّی
َبَ
ا تَّمَلَفُٓ
ھـَلOnun hakikaten Allah düşmanı olduğu kendisine
apaçık belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz
İbrahim, çok içli idi, çok yumuşak idi. (9: 114)
çıkar kibir içecek/balجُُرْخ
َی
ٌف
ِلَ
تْخُمmuhtelifonlarınkarınlarındanrenklerdeُھُان
َوْلَا
ِیھ
ِفondavardırٌاءَٓف
ِشbir ş ifaِاسَّلنلِinsanlariçinا
َھ
ِونُطُبْ
ن
ِمٌابََشرَّ
نِا
َ
ك
ِلٰي ذ
ِفًة
َیَٰلاş üphesizb undabir âyet/ibretvardırٍمْوَق
ِل
و نَُرك ََّفَ
ت
َیbir toplulukiçinüşünendOnların karınlarından, muhtelif renklerde b ir içecek/bal
çıkar ki onda insanlar için b ir şifa vardır. Şüphesiz b unda
düşünen bir topluluk için bir âyet /ibret vardır. (16:69)