Finansal Ekonomi

(AcadEconomics) #1

154 Finansal Ekonomi


Özet


Döviz kuru ile ilgili kavramları tanımak
Uluslararası ödemeler, daima ulusal paraların
birbirine dönüştürülmesini gerektirmektedir.
Çeşitli para birimlerinin birbirine çevrilme zo-
runluluğu bu paraların hangi oran üzerinden
birbirine dönüştürülmesi gerektiği sorununu
ortaya çıkarmaktadır. Bir bir para birimi ile baş-
ka bir para birimi arasındaki değişim oranına
döviz kuru denilmektedir.
Eğer döviz kuru, bir birim yabancı para ile de-
ğiştirilebilen yerli para miktarı olarak tanımla-
nıyorsa (1$ = T2 gibi) buna direkt kotasyon yön-
temi diyoruz. Tersine döviz kuru, bir birim yerli
paranın karşılığı olan yabancı para tutarı (T1 =
0,5 $ gibi) şeklinde ifade edilirse buna da dolaylı
kotasyon adı verilmektedir.
İki para birimi arasında doğrudan doğruya uy-
gulanan kura düz-kur denilmektedir. Yurtiçi pi-
yasalarda yerli para içermeyen gösterimler yani
yabancı paraların birbirleri cinsinden gösterimi
çarpraz kur olarak tanımlanmaktadır.
Nominal döviz kuru, daha önce belirtildiği gibi,
bir para biriminin başka bir para birimi cinsinden
değeridir. Nominal kurların belirli bir zaman içe-
risinde yabancı ülkedeki enflasyon oranı (Pf) ile
yurtiçi enflasyon oranına (P) göre düzeltilmesin-
den elde edilen kura reel döviz kuru adı verilir.

Uzun ve kısa dönemde denge döviz kurunun belir-
lenmesini, döviz kuru dengesinin değişmesine yol
açan faktörleri ve döviz kuru sistemlerini açıklamak
Denge döviz kurunda değişmeye neden olan
faktörler arasında, ülkeler arasındaki farklı enf-
lasyon oranları, farklı faiz oranları, beklentiler,
merkez bankalarının müdahaleleri, ithalat-ihra-
cat talebi, reel gelir gibi unsurlar yer almaktadır.
Geleneksel döviz kuramı yaklaşımlarından en
önemlileri dış ticaret akımları yaklaşımı ve sa-
tınalma gücü paritesi teorisidir. Geleneksel
yaklaşımlarda döviz kurlarının uzun dönem
belirleyicileri dikkate alınmakta; kısa dönemde
belirleyicileri üzerinde durulmamaktadır.

Dış ticaret akımları yaklaşımına göre, dövizin
denge fiyatı, ithalat ve ihracattan kaynaklanan
döviz arz ve talebine göre belirlenmektedir. Dış
ticaret bilânçosunun fazla verdiği ya da ihracatın
ithalattan fazla olduğu bir durumda ulusal pa-
ranın değeri artarken, dış ticaret bilânçosunun
açık verdiği ya da ithalatın ihracatı aştığı bir du-
rumda ulusal para değer kaybına uğramaktadır.
Satın alma gücü paritesi teorisi tek fiyat kanunu
ilkesine dayandırılmaktadır. Satınalma gücü pa-
ritesi teorisi tek fiyat yasasının bütün mallar için
geçerli oluğunu kabul etmekte ve ülkelerin fiyat-
lar genel düzeyi ile döviz kurları arasında ilişki
kurmaya çalışmaktadır.
Bu kuramın altında yatan temel düşünce ülkeler
arsındaki fiyatlar genel düzeyi oranlarının denge
döviz kurunu temsil etmekte olduğudur. Satınal-
ma gücü paritesi yaklaşımına göre döviz kuru,
yurtiçi fiyatlar genel düzeyi ile yurtdışı fiyatlar
genel düzeyi arasındaki orana eşit olacaktır.
Buna göre yurt içi fiyatlar yurt dışı fiyatlardan
ne denli yüksekse döviz kuruda o denli yüksek
olmaktadır.
Faiz paritesi yaklaşımı, ülkelerin faiz oranları
arasındaki farklılıklara dayanarak döviz kurları-
nı açıklamaktadır. Yur tiçi ve yurt dışı finansal
varlıklar arasında tam ikame söz konusu oldu-
ğunda çeşitli finansal varlıkların getiri oranları
eşitlenmektedir. Bu eşitlik faiz paritesi koşulu
olarak ifade edilmektedir.
Döviz kurlarının belirlenmesine yönelik olarak
uygulanan sistemlere döviz kuru sistemleri de-
nilmektedir. Günümüzde ülkelerin uygulamakta
olduğu döviz kuru rejimleri, bir uçta ulusal pa-
ranın yerini yabancı paraya bıraktığı; diğer uçta
tam esnek kurların yer aldığı, arada para kurul-
larının, sürünen paritelerin, bir bant içinde sü-
rünen paritelerin ve yönetimli dalgalanmaların
bulunduğu bir çeşitlilik arz etmektedir.

1

2
Free download pdf