- Ünite - Makroekonomik Değişkenlerin Menkul Kıymet Yatırımlarına Etkisi 57
oranının düşmesi bekleniyorsa kısa vadeli faiz oranı uzun vadeli faiz oranından daha yüksek
olabilir. Peki ekonomideki faiz oranı tek bir değerle ya da mümkün olduğunca az sayıdaki
değer ile nasıl ifade edilebilecektir? Bu sorunun da cevabı ortalama faiz oranını gösteren ve
bundaki değişmelerin yönünü ve büyüklüğünü ölçmeye imkan veren endeks oluşturmak
gerektiği biçimindedir. Yine burada da enflasyonda olduğu gibi farklı ağırlıklara ve farklı faiz
oranlarına dayalı çeşitli endeksler oluşturmak mümkündür. Örneğin mevduat faizleri için
vadelerine göre farklılık gösteren faiz oranlarını, her bir mevduat türünün toplam mevduat
içindeki payına göre ağırlıklandırarak bir ortalama mevduat faiz oranı hesaplanabilir. Aynı
şey krediler ve diğer faiz türleri için de yapılabilir. Hatta ekonominin geneli için ortalama bir
faiz oranı bulmak anlamlı olabilir. Bunun yanında ekonomide en çok işlemin yapıldığı faiz
oranı esas alınarak değerlendirmeler yapmak da anlamlı olabilecektir.
Faiz oranının yükselmesi borçlanma maliyetini arttırır. Bu hem konut ve tüketici kre-
disiyle ev ya da araba almak isteyenleri hem de taksitle dayanıklı tüketim malları almak
isteyenleri güç durumda bırakır. Girişimciler yatırım kararlarını alırken daha ürkek dav-
ranırlar. Çünkü yüksek faiz oranları kredi maliyetlerini arttırmaktadır. Yüksek faizler ya-
tırımı öz kaynakları ile finanse etmeyi planlayan bir girişimci üzerinde bile caydırıcı etki
yapar. Zira bir yatırımın yapılması için en azından faiz oranına eşit ya da ondan daha yük-
sek oranda bir kâr beklentisi olmalıdır. Aksi taktirde elinde yatırılabilir fonu olan işletme-
ler risk içeren yatırımlar yapmak yerine, ellerindeki fonları banka mevduatı ya da devlet
tahvili biçiminde tutmayı tercih edeceklerdir. Sonuç olarak, faiz oranlarındaki yukarı veya
aşağı doğru herhangi bir değişmenin herkesin finansal planlarını bozduğunu ve gerek
tasarruf sahipleri ve gerekse de her türlü amaç için kredi talep edenler açısından tesadüfi
kazançlar ve kayıplar doğurduğu aşikardır.
Faiz Oranı ile Borsa Endeksi Arasındaki İlişki
Faiz oranlarının şirket kârları üzerinde iki etkisi vardır: Bunlardan birincisi, faiz giderdir.
Bu nedenle faiz oranları artarken, şirket karları azalır. İkinci olarak ise, faiz oranları eko-
nomik faaliyetleri etkileyerek şirket kârlarını etkilemektedir. Faiz oranlarının, şirket kar-
ları üzerindeki etkilerinden dolayı hisse senedi fiyatları da etkilenmektedir. Faiz oranları
yükseldiğinde; yatırımcılar, tahvillerden daha fazla getiri elde edebileceklerini düşünerek
yatırım yapmış oldukları hisse senetlerini satıp tahvil piyasasına yönelmektedirler. Bu
davranış, hisse senetlerinin fiyatlarını düşürücü etki yapmaktadır. Hashemzadeh ve Tay-
lor (1988) faiz oranı ile hisse senedi arasındaki ilişkiyi şöyle açıklamışlardır: Faiz oranla-
rındaki bir artış, yatırımcının kar payı veya sermaye kazancı olarak elde etmeyi beklediği
gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değerini düşürür. Diğer yandan, faiz oranlarındaki
artış, tahvil fiyatlarını düşürür. Böylece faiz oranlarındaki bir artış, tahvil satın alımların-
da bir artış, buna karşın hisse senetlerine olan talepte bir azalış meydana getirir. Çünkü
hisse senedi yatırımcısını yatırıma yönelten faktörlerden en önemlisi, hisse senedinden
beklediği getirinin, faiz oranından yüksek olmasıdır. Tahvil gibi sabit getirili menkul kıy-
metlere yatırım yapan yatırımcılar belli bir faiz oranı üzerinden getiri sağlar. Ancak hisse
senedi yatırımcısının daha önceden saptanmış, belli bir getiri garantisi yoktur. Böyle bir
durumda, hisse senedinden beklenen getiri, sabit getirili menkul kıymetlerin sağlayacağı
getiriden fazla olmalıdır. Yatırımcı bunları göz önünde bulundurarak hangi yatırım aracı-
na yatırım yapacağına karar verir.
Faiz oranı ile hisse senedi getirisi arasındaki ilişki negatif yönl üdür. Faiz oranlarındaki
değişim hisse senedi fiyatlarını iki şekilde etkilemektedir. Bunlardan ilkinde, faiz oranları-
nın firmaların nakit akımlarını kapitalize etmekte kullandıkları iskonto oranını etkilemekte-
dir. İkincisinde ise firmaların gelecekteki nakit akımı beklentilerini değiştirmektedir.