- Ünite - Makroekonomik Değişkenlerin Menkul Kıymet Yatırımlarına Etkisi 59
nedi getirileri ve reel ekonomik faaliyetler arasındaki uzun dönemli bir ilişki, üretimin
kalıcı biçimde artacağını ve üretim artışının daha fazla nakit akışı anlamına geleceğini
göstermektedir. Geleceğe ilişkin yüksek düzeyde nakit akışı beklentisi ise hisse senedi fi-
yatlarına artış olarak yansıyacaktır. Böylece, hisse senedi fiyatlarının cari düzeyi, gelecek-
teki sanayi üretimi seviyesi konusunda bilgi sağlayan bir öncü gösterge hâline gelecektir.
Hisse senedi piyasası ile reel ekonomik faaliyetler arasındaki ilişkiyi araştıran çok
sayıda uygulamalı çalışma yapılmıştır. Bu uygulamalı çalışmalarda farklı ülkeler ve dö-
nemler incelendiği ve farklı yöntemler kullanıldığı hâlde genel sonuç, hisse senedi geti-
rileri ile reel ekonomik faaliyetler arasında aynı yönlü bir ilişkinin bulunduğu biçiminde
olmuştur.
Konuyla ilgili yapılan ampirik analizlere göre, finansal sistemin gelişmesi ile ekonomik
büyüme birbiriyle ilişkilidir ve sermaye piyasasından elde edilebilecek olan kazançlarla
ekonomik büyüme arasında pozitif bir ilişki bulunmaktadır.
Fama (1981), çalışmasında, hisse senedi getirileriyle reel ekonomik faaliyet, para arzı
ve enflasyon arasındaki ilişkiyi ABD için 1954 -1976 döneminde yıllık verileri kullanarak
incelemiştir. Bu çalışmanın sonucu olarak; yazar, hisse senedi getirileri ile reel ekonomik
faaliyet arasında anlamlı pozitif bir ilişki olduğunu bulmuştur. Kaul (1986), ABD, Kana-
da, Almanya ve İngiltere için yapmış olduğu çalışmasında, hisse senedi getirileri ve reel
ekonomik faaliyet arasındaki ilişkinin pozitif olduğunu göstermiştir. Ayrıca, Kaul (1986),
enflasyon ile cari ve gelecek reel ekonomik faaliyet değişkenleri arasındaki ilişkinin negatif
olduğunu göstermiştir. Mukherje ve Naka (1995) yapmış oldukları çalışmada, Japonya’da
sanayi üretim endeksi ile hisse senedi getirileri arasındaki ilişkinin pozitif olduğunu bul-
muşlardır. Bir diğer çalışmada Muradoğlu ve arkadaşları. (2000), Meksika ve Hindistan’da
hisse senedi getirileri ile reel ekonomik faaliyet arasında anlamlı pozitif bir ilişki olduğunu
bulmuştur.