MEHMET ÂKİF ERSOY
Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez... Son siyaset ise Türklük, o siyaset yürümez. (l) Sizi bir aile efradı yaratmış Yarad ...
İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti! İşte İrân'ı da taksim ediyorlar şimdi. Bu da gâyetle tabî'î, koşanındır meydan; Yaşam ...
Kalb-i pâkinde duyarmış o musibetten acı Sizden elbette olur ruh-i Nebi da'vâcı. Ey cemaat, uyanın! Yoksa, hemen gün batacak. Uy ...
AZİMDEN SONRA TEVEKKÜL " - Allaha dayanmak mı? Asırlarca dayandık! Düştükse bu husrâna, onun nârına yandık! Yetmez mi çocuklukta ...
Mutlak değil elbette, vazifeyle mukayyet. Takyid-i İlahi ki: bilâ-kayd ona münkaad. Kalbinde cihanlar darabân eyleyen eb'âd. Lâ- ...
Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan. Ensendekiler "leş" diye çiğner seni sonra; Ba'sin de kalır tâ gelecek nefha-i Sûr ...
BERLİN HÂTIRALARI'NDAN (.....) Korkma! Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz; Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürür ...
Mehmet Âkif Ersoy (1873 - 1936) Safahat, 5. Kitap, S. 280 Not: 1928 baskısındaki haliyle verilmiştir. BİR GECE Ondört asır evvel ...
Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki Öksüz, Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi! Bir nefhada insanlığı kurtardı o Masum, Bir h ...
BÜLBÜL Bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım: Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım. Şehirden çıkmak ...
O müstağrak, o durgun vecdi nagah öyle çoşturdu: Ki vadiden bütün, yer yer, eninler çağlayıp durdu. Ne muhrik nameler, ya Rab, n ...
Hazansız bir zemin isterse, şayet ruh-u ser- bazın, Ufuklar, bu’d-u mutlaklar bütün mahkum-u pervazın. Değil bir kayda, sığmazsı ...
Ne hüsrandır ki:Şark'ın ben vefasız, kansız evladı; Serapa Garb'a çiğnettim de çıktım hak-i ecdadı! Hayalimden geçerken şimdi, f ...
Yıkılmış hanümanlar yerde işkenceyle kıvransın; Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın! Dolaşsın, sonra, İslam'ın h ...
CENK ŞARKISI (*) Yurdunu Allah'a bırak, çık yola; "Cenge" deyip çek ki vatan kurtula. Böyle müyesser mi gazâ her kula? Haydi lev ...
"Yükselerek kuş gibi Balkanlara, Öyle satır at ki kuduz Bulgar’a: Bir daha Osmanlı’ya güç sırtara! Git de gel evlâdım... Uğurlar ...
Eş hele bir dağları örten karı: Ot değil onlar, dedenin saçları! Dinle: Şehid sesleridir rüzgârı! Durma levend asker, uğurlar ol ...
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünya’da eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi Tepeden yol bulara ...
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela.. Hani tauna da züldür bu rezil istila. Ah, o yirminci asır yok mu, o mahluk-u asil ...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak Boşanır sırtlara, vadilere sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o namer ...
«
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
»
Free download pdf