يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله قّ ح
ّ
ل يعرش مكحُ ريفكتلا
1
1
ِ
نيدِ
ْ
ه
َ
ي
َ
س ۥُه
َّ
ن
ِ
إ
َ
ف ى
ِ
ن
َ
ر
َ
ط
َ
ف ىذِ
َّ
لٱ
َّ
لا
ِ
إ
“Hani İbrahim; babasına ve kavmine demişti ki:
Şüphesiz ben, sizin taptığınız şeylerden uzağım. Ancak
beni yaratan müstesna. Şüphesiz ki O; beni hidayete
iletecektir.”
97
Böyle dedikten sonra Allah subhanehu ve Teâlâ geride
kalanlara vasiyet babında ondan şu sözün bize vasiyet
kaldığını beyan etmiştir.
نَ و
ُ
ع
ِ
ج
ْ
ر
َ
ي
ْ
م
ُ
ه
َّ
ل
َ
ع
َ
ل ۦ
ِ
ه
ِ
ب
ِ
ق
َ
ع ى
ِ
ف
ً
ة
َ
ي
ِ
قا
َ
ب
ۢ
ً
ة
َ
م
ِ
ل
َ
ك ا
َ
ه
َ
ل
َ
ع
َ
ج
َ
و
“İbrahim, bu sözü, ardından gelecek olanlara
devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, onlar doğru
yola dönsünler.”
98
Buradaki “
ً
ة
َ
ي
ِ
قا
َ
ب
ۢ
ً
ة
َ
م
ِ
ل
َ
ك” ayetinin Taberi
rahimehullah baki olan kelamın “لا اله إلا الله olduğunu
söylemiştir. Aynı zamanda Mücahit’ten Katade’den,
Süddi’den لا اله إلا الله olduğunu; İbnu Zeyd’den, İslam
olduğunu rivayet etmiştir. Hepsi de aslında aynı manaya
delalet etmektedir. Ancak İbrahim aleyhisselam’dan
geride kalanlara tekfiri baki kıldığını hiçbir kimse
97
Zuhruf suresi, 26- 27
98
Zuhruf suresi, 28