يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله
ّ
قح
ّ
يعرش مك
ُ
ل ح ريفكتلا
4
“Şüphesiz, inkâr eden kitap ehli ile müşrikler,
içinde ebedî kalmak üzere cehennem ateşindedirler. İşte
onlar yaratıkların en kötüsüdürler.”
35
İşte bu ve benzeri ayetlerde olduğu gibi risaletten önce
de dinin aslını yerine getirmeyen kimselerin müşrik oldukları
ve onların bu konudaki cehaletlerinin mazeret kabul
edilmediği ortaya çıkmaktadır.
Onun için bu konuda ne muteber bir cehaleti ve
muteber bir te’vili olsa da asla bunlar ondan kabul edilmez.
Ancak ikrah müstesna. Dinin asılları konusunda ikrahtan
başka hiçbir mazeret kabul edilmez.
Dini hüküm ve ameller; zahir ve hafi olmak üzere
ikiye ayrılır.
Âlimler, büyük şirkte cehalet mazeret değildir derken
zahir olup kimsenin hakkında cahil kalamayacağı mevzuları
kastederler. Hafi olup ancak risalet hücceti ile bilinecek
konulara gelince, bazen bir kimse için bunda cahil olması
kendisi için bir özür olabilir. Bütün bunların delilleri sünnette
mevcuttur.
Kül hadisi buna misal olarak verilebilir. Zira Allah’ın
kudretinden şüphe etmek aslında büyük küfürdür. Ancak bu
hadiste geçen kimse Allah’ın mutlak kudretini değil, onun
kudretinin sonsuz boyutunu takdir edememiş inkâr etmese bile
en azından şüphe etmiştir. Aslında bu şüphe küçük küfür
değildir. Bu da büyük küfürdür. Lakin insan aklı her ne kadar
35
Beyyine suresi, 6