Akâid Risâleleri - Tekfir Şer’i Bir Hükümdür

(lazimdegil) #1
يلدب

ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله
ّ

قح

ّ

يعرش مك
ُ

ل ح ريفكتلا

6

insanların üzerinde Allah Subhanehu ve Teâla’nın üç hücceti


bulunduğunu bunların her birinin başlı başına bir hüccet


olduğunu söylemiştik. Ki bu hüccetler, misak, fıtrat ve aklı idi.


Asıl kelimesi usulü fıkıhta; kendisinin üzerine inşa

edilen, o olmazsa üzerine inşa edilenin olmadığı, fakat üzerine


inşa edilenin olmadığı zaman kendinin olduğu şeydir.


Şer-i ıstılah olarak ise; akıl ve fıtratla bilinen, üzerine

diğer şer-i hükümlerin inşa edildiği, sadece onun olması ile


kişinin dininin sahih olacağı, sadece ikrah mazeretinin geçerli


olduğu ve risalet gelmese dahi kişinin mükellef olduğu,


karşısında risalet anlaşılan bilgilerdir. Bu tariften de anlaşıldı


ki, dinin aslı risalet hücceti ulaşsa da ulaşmasa da kimsenin


mazur olmadığı şeydir.


Kuşkusuz dinin aslı meselesi; dinin diğer hükümleri,

diğer emir ve yasakları gibi değildir. Dinin aslı neshi kabul


etmez. Yani Resullerin şeriatlarının değişmesi ile dinin aslı


değişmez. Zira bu fıtratın değişmesi anlamına gelir.


Dolayısıyla bütün peygamberler dinin aslına insanları davet


etmiş ve bu asıllar üzerine dini ikame etmişlerdir.


Peki, dinin aslına neler girer?

Bütün ümmet dinin bir aslının olduğu hususunda

ittifak halindedir. Bu tartışılması mümkün olmayan bir


gerçektir. Ancak ihtilaf dinin aslının sınırlarının neler olduğu


hususundadır.


Bu konuda aşırı giden kimselerle bizim aramızdaki

tartışma Azir’in hiçbir şart ve mevani gözetilmeden tekfir


edilmesi mevzuudur.

Free download pdf