Kulağa Hitap
Bağırmakta kulağa hitap vardır. Kulak yoluyla beyin etkilenmek istenir. Doğal
duyu organlarıyla algılanan malzeme, doğal zihne hitap eder. Doğal akıl biyolojik,
animal düşünme yapar. Ezanda beşeri akla hitap etmek yoktur.
Kulaktan almak, bir başkasından almaktır. Dolayısıyla kişi, zorunlu olarak bir
başkası olmaktadır. Halbuki “bir kulaktan giren öbür kulaktan çıkar”, “sokma akıl
yedi adım gider” şeklinde deyimlerimiz vardır. Kulakla eğitim, henüz okuma
öğrenmemiş çocuklara yapılır. İleri yaşlarda da hala kulakla eğitilen toplum,
öğrenme konusunda çocuk aşamasındadır demektir. Sürekli çocuk olarak
yaşamak ve kalmaktır. İşte böyle bir toplumu elbette birileri, kişisel çıkar
sağlamak amacıyla güdecektir. Böyle bir toplumun, kendi başına yaşaması için
gerekli olan özgür olması ve kişiliğine kavuşması beklenemez.
Ezan ve Duygu Yansıtması
Pathosla Algılamak
İnsanda logos ve pathos olmak üzere iki türlü algılama vardır. Pathos:
Söylevcinin kandırmak, razı etmek, heyecanlandırmak ya da büyülemek istediği
dinleyicinin duygularına hitap etmesidir. Pathos dinleyicinin duygulanımıdır.
Dinleyici kendi duygularının ve söylevcinin etkisinde kalır.
Ezanın okunuş biçiminde pathos kullanılıyor. Ezanın bağırarak ve gürültülü
okunuşuyla, düşünlere değil duygulara hitap eder şekilde okunuyor. Fakat
duygular coşturulmuyor bilakis bastırılıyor. Ama duyguların çirkin yönüne hitap
ediyor. Zevk, neşe, suhulet gibi sanatsal güzel yönüne değil. Zorla dikte
uygulanıyor. Zorla dikte uygulayan insanların demokrat olacaklarına dünya
entelektüel kamuoyu hiç inanmaz. Ezanın gürültüsüyle, topluma düşünmeme
habitusu kazandırılır. Çünkü bağırmak düşünmeyi önler. Bağırarak ezan okuyan
kişi bu bağırmaktan sadist ve mazoşist olmak üzere çifte zıt zevk alıyor.
Ezanın okunuş biçimi, insanın doğal duygularına hitap etmektedir. Halbuki beşeri
duygululuğuna hitap etmelidir.
Azarlamak
Bağırmada azarlama vardır. Bağırarak ezan okuyan kişi, ezanda kimi azarlıyor?
Namaz kılmayanları azarlıyor ama namaza çağırdığı yani zaten namaz kılan
kişileri de azarlamış oluyor. Aslında kendisi sabah erkenden kalktığı halde
kıskancından herkesi azarlıyor.
Azarlamanın olduğu yerde dostluk olmayacaktır. İşte namaz kılanların
birbirleriyle ve hocanın cemaatle dostluk kuramamalarının nedenlerinin temeli bu
azarlayıcı bağırmadır. Çünkü azarlanan kişi, azarlayana kızar. Kamuoyunda
bağırmanın, en büyük hata oluşu ise, bağırmanın birçok kişinin önünde ortaya
konuşudur.
Histeri
Bağırmak bir histeri hastalığıdır. Histeri, psikonevroz bozukluktur. Kişinin,
davranışlarını ve hareketlerini kısmen kontrol edememesi olan psikosomatik
hastalıktır. Histeri, hastanın bilinçaltına ittiği bozukluğun bedene yansımasıdır.
Histerik hasta, kendindeki ruh sağlığının bozukluğundan habersizdir. Ezandaki
bilinçaltına itilen bozukluk, din düşmanı adı altında, kişinin kendisinin düşmanı
gördüğü kesimden intikam almasıdır, kendisini onlara ispat etmesidir. Din