Microsoft Word - PROF. DR. NÄ°YAZÄ° KAHVECÄ° FELSEFE MAKALELERÄ°.docx

(Arzum) #1

“İnsanlar, neden başkalarının Allah, din ve Kuran öğrenmelerini dert
eder? Bu vasıtalarla insanları sömürmek içindir.”


Tekke ve Zaviyeler
Tarikatlar, İslam’ı ideolojileştirmişlerdi. Tarikat adı altında; dini ve Allah’ı
öğretmek bahanesiyle oluşumlar oluşturulmuştur. Tarikatlar, faaliyetlerini
yürütmek üzere tekke ve zaviye adıyla mekânlar kurmuşlardır. Tarikat üyelerinin
bir araya gelerek yaşadıkları ve dini toplantılar yaptıkları yerlere tekke veya
zaviye adı verilirdi. Tekke ve zaviyeler, Müslüman halkın dinî duygularını
kullanarak çıkar elde etmeye başladılar. Çağdaşlaşmayı amaçlayan Türk milleti
için tekke, zaviye gibi engeller kaldırılmalıydı. Hırsızlık yapanlar, askerden
kaçanlar gibi kanunsuz işler yapan insanlar tekkeyi sığınak olarak kullanıyorlardı.


Osmanlı döneminde tekkeler, gitgide, çalışmaksızın, tevekkül felsefesini işleyen
yerler haline dönüşmüştü; hâlbuki insanları daha yaşarken dünyadan uzaklaştırıp
onları uhrevî âleme çekmek, çağdaş yaşam ile bağdaşamazdı. Toplum yeni bir
enerjiye, yeni bir atılıma gereksinim gösteriyor; çağdaş yaşam, insanları
çalışmaya, bu çalışmanın yaşarken ödülünü almaya çağırıyordu. Türbeler ise
türbedarlar eliyle ölmüş kişilerin manevî varlığından çıkar sağlamaya çalışılan,
çalışmaksızın onlardan medet umulan odaklar haline getirilmişti. Ayrıca tekke ve
zaviyelerin başında bulunanlar siyasal amaçlarla ve çoğu kez dini siyasete âlet
ederek masum vatandaşları suça yöneltiyorlardı.


Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması
Türkiye Cumhuriyeti artık, şeyhler, dervişler ve müritler memleketi olamazdı. İşte
30 Kasım 1925’te kabul edilen bir yasayla tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı;
türbedarlıklar ile şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik vb.
birtakım unvanlar kaldırıldı. Tekke ve zaviyeler, Diyanet adlı devletin din kurumu
kurulduktan sonradır. Hakikaten devletin din kurumu varken, özel din
kurumlarına ne ihtiyaç vardır? Devletin din kurumu varken, özel din kurumlarına
izin verilmesi, devletin kendisini inkârıdır. Bu işi beceremediğinin itirafıdır. O
durumda devletin din kurumunu kapatmak gerekir.


“Çağımızda varlığı sürdürmek için yapılması gereken tek şey, çağımıza
adapte olmaktır.”


Yeni Osmanlıcılık
“Eski malzemeyle yeni olmaz. Kerpiç malzemeyle plaza yapılmaz.”
Osmanlı Devleti bizim bir geçmişimizdir. Bunu herkes kabul eder. Yeni
Osmanlıcılık, Osmanlıyı yeniden geri getirmek isteğidir. Bunu geri getirmek,
biyolojik ve sosyolojik olarak hiçbir şekilde mümkün değildir. Fakat kendi kafasal
çapıyla bugüne adapte olamayanlar, geçmişteki hazır bir sistemi geri getirmekle
kendilerini avuturlar. Osmanlıyı yeniden geri getirmek yerine, Osmanlı’nın yaptığı
hataları yapmamakla meşgul olunmalıdır. Osmanlıda yapılan hatalara halen
devam ediliyor. Dinci gruplar, siyasette çok etkili olabiliyor. Halk, Osmanlı
zamanındaki gibidir, üretmiyor. Tarım ve hayvancılık tükeniyor. Bütün bunların
sonucu halktan çok vergi alınıyor. 17 Ağustos 1999 depremi nedeniyle çıkarılan
ÖTV vergisi bile halen alınmaya devam ediliyor. Lüks tüketim malları hep yurt
dışından getiriliyor. İsraf artmaya devam ediyor.


“Bugün bile Türkiye şu sorunun cevabını bulabilmiş değildir; Türkiye,
parayı nereden üretecek?”

Free download pdf