Microsoft Word - PROF. DR. NÄ°YAZÄ° KAHVECÄ° FELSEFE MAKALELERÄ°.docx

(Arzum) #1

ateşböcekleri gibi icra ederler.” Ezanın okunuş biçiminde Allah dahil bütün dilsel
sözcükler kaybolmakta sadece gırtlaktan doğal-animal bağırma çıkmaktadır.


Bilime göre bağırmak, insanlığın dili icat etmeden önce yaşadığı bebeklik ve
orman döneminde kullandığı bir iletişim aracıdır. Bugün dahi hayvanlar ve
bebekler bağırmayı iletişim aracı olarak kullanırlar. İnsan bağırmak değil, dil
yetisi aracılığıyla tanımlanır.


“Ezan değil ama onun bugünkü okunuş biçimi, ilkel ve animal konsere
benzemektedir. Bunun insanileştirilmesi şarttır.”


Türkiye, hem bağırmayı kimliği hem de hukukta suç yapar. İşte bu durum,
antinomidir.


TÜRKLÜK UNSURU


Bayrak
Türkiye’nin, kimliğinde kullanabildiği tek Türkçülük milli sembolü bayrağıdır.
Bayrak bir ülkeyi ve toplumunu temsil eden kumaş semboldür. Türk bayrağı,
Tanrının doğal ürünleri olan ay, yıldız ve insan bedeninin kanının montajı
yapılarak üretilmiştir. Yani felsefi düşünme ile değil, mistik düşünme ürünü
efsane ile üretilmiştir. Kanlı bayrak; kanı simgelediğinden, kimliğinde gücünün
kaynağının Tanrı vergisi kan olduğunu dışavurur. Bayrak milletin geçmişteki
gücünü temsil ettiğinden kendileri güçlü olmayanlar, geçmişteki güçleriyle tatmin
olabilmek için bayrağa çok önem verirler. Türk bayrağı, Türklerin geçmişteki
becerisini simgeler. Bu bayrak, bugünkü acizliğin aşağılık duygusunu bir tatmin
aracıdır. Nitekim bugün düşünsel özgün kimlik üretme acizliğinde olmayan ve bu
nedenle başka ürünlerle tatmin aramayan ülkeler, bayrağa ve dinsel unsurlara
hiç vurgu yapmazlar.


ÇAĞDAŞLIK UNSURU


Laiklik
Türkiye, çağdaşlıktan meşruiyet almak amacıyla yazılı da olsa laikliği kullanır.
Fakat laiklik bir düşünsel meseledir. Türkiye, düşünsel işlem yapmadığından
laikliği anlayamamış, onunla oluşamamış ve onu uygulayamamıştır. Sonunda onu
da tüketmiştir. Ama onu dış dünyaya çağdaşlık meşruiyet görüntüsü vermek
amacıyla yazılı mostralık olarak Anayasasında saklar.


SONUÇ
Türkiye, kimliği olarak kullandığı sembollerin hiçbirinin mucidi değildir. Hepsini
başka milletlerden almıştır. Türkiye, düşünsellikten kaçtığı sürece özgün kimlik
üretemeyecektir. Nitekim şimdiye kadar üretemediğinden din adı altında
başkalarının ürünlerini kimlik yapmıştır. Din adı vermek, kimliğin başka milletlerin
olduğu gerçeğini yok etmiyor. Başkalarının ürünleri ile kimlik edinenler, sonunda
kimlik edindiği millet içerisinde erirler. Türkiye, özgün kimlik üretmek ve yok
olmak istemiyorsa, akıbeti umuda bırakmaksızın, bir an önce düşünme işlemini
yapabilir hale gelmesi şarttır. Umutla, kimlik üretilemez.


“Umudun katili, yine umudun kendisidir.”


Geçmişin Tükenişi, Arkeolojik Gerileme
Türkiye’nin şu andaki toplumsal kimliği “din” adı altında geçmişin ürünleridir.
Dinsellik, antik çağların şartlarında zuhur etmişlerdir ve çağımızda onların zuhur

Free download pdf