Geleneksellik ve Modernlik
Yeni nesil, eğitim alması arttıkça, geleneksellikle modernliğin farklı olduğunu
kavramaktadır. Geleneksel tarım toplumuna göre formüle edilen eski din
anlayışının, çağımızda bilimin ve felsefenin ulaştığı düzey nazarında kadük
kaldığını görüyor. Yeni nesiller, daha anne ve babalarında gelenekselliğin
modernlikle çatıştığını görüyorlar. Gençler geleneksel kaldıkları sürece bu çağda
iş bulamayıp var olamayacaklarını görüyorlar. Modern dünyada, “iki arada bir
derede kaldığı”nı görüyor ve bu çıkmazdan çıkış arıyor.
“Çağımızda geleneksel din eğitimi, çağıyla, dünyayla ve kendi
toplumuyla çatışmalı nesiller yetiştiriyor.”
“Toplum, entelektüel olarak sahipsizdir. Ona çağdaş kuramlar sunan
düşünürleri yoktur.”
Geçmişçi Olmak
Dinsel kişilerin özelliği, gelecekçi değil, geçmişçi olmalarıdır. Çünkü gelecekçi
olmak çağdaş yoğun felsefe gerektirir ve bu, onlarda yoktur. Zaten bunun
eksikliğinden dolayı geçmişçi olurlar. Geçmişçi olmak için ise hazırcı olmak
yeterlidir. Geçmişi savunan dinseller, kendilerini meşrulaştırmada dini kullanırlar.
İşte bu din kullanımı, gelecekçi olan yeni nesilleri dinden uzaklaştırır.
Huzur ve Refah Sağlamaması
Dinsellerin siyasal iktidarı, avam kesimi üzerinde dinin kredisini kaybetmede en
etkili etken olur. Dinsel iktidara kadar Türkiye toplumu, toplumun her katmanını
iktidarda görmüştü. Onlarla huzur ve refah sağlanamamıştı. Bu kez son bir umut
olarak dinselleri hem de tek başına iktidara getirdi ama huzur ve refahında bir
iyileşme olmadı. Bu durum, avamın, dinin gariban halka huzur ve refah
sağlamadaki inancını yok ediyor. Ezan okurken bile dinadamının, egemenliğini
dayatmak amacıyla aşırı bağırarak insanları rahatsız edip kul hakkı yemeyi
düşünmemesi.
Toplumun, Dini Kişileri Tanıması
“Din kişiler” kavramına devletin din adamlarını, dini tekelinde tutan dini cemaat
liderlerini, din işportacılarını ve siyasal şahsiyetleri içerir. Bu kişilerin gerçek
karakteri, iktidarda ortaya çıkıyor. Dinsel karakterleri siyasal iktidarda olmaları
nedeniyle; çocuk tacizleri ve haksız kazanç gibi şeytani davranışlarının
görülmesiyle toplum tarafından tanınmıştır. Din ve ahlak satan dinsel kişilerin ve
siyasilerin, devlet görevlilerinin, iş adamlarının, gazete köşe yazarlarının, ne
kadar çok “paradöner” oldukları görülmüştür. Bu kişilerin dine saygılarının
olmaması.
Cezadan Kurtulmak ve Boş İnanç
Haksız kazançla zengin olmada hele de dünyada ceza almaktan kurtulacaklarına
olan garantilerden dolayı “Boş bir inanca” sahip olduklarını gösterirler. İşte
Allah’ın bu imtihanında onların aslında “püriten” değil, “pragmatist” inanca sahip
oldukları ortaya çıkar. Ne demiş atalarımız, “ak koyun, kara koyun köprüde
belli olur.”
“Devlet görevleri, insanların ahlakını bozmaktadır.”