çekinmiş. Buradaki hata ise böyle bir durumun Davud gibi birisine çok
görülmesiymiş. (Razi, Mefatih’ul-Ğayb)...
Tevrat kaynaklı bu anlatılar da görüldüğü gibi kafayı “karı –kız”
muhabbetiyle yemiş bir zihin var. Buradan ne çıkar Allahaşkına?
Yıllar yılı bunları okudular, anlattılar, anlatıyorlar.
Oysa kıssa “bahçe sahiplerinin” bir benzeri... İki adam var. Birinin 99,
diğerinin 1 koyunu var. 99 koyunu olan, elindeki yetmiyormuş gibi 1
koyunu olanın elindekine de göz dikiyor ve onu da alıyor. Ve Davud ‘bu
zulümdür’ diyor.
Surenin bağlamından baktığımızda anlatılmak istenen gayet açık: 99
koyun sahibi Mekke’deki servet sahibi kişi oluyor (ör. Velid bin Muğire, Ebu
Cehil, Ebu Leheb). 1 koyunu olan da mahrum ve yoksul kişi. Servet sahibi
99 koyunuyla yetinmeyip, 1 koyuna da el koyup alıyor. Davud ona
zulmetmişsin diyor. Daha sonra da Davud’un pişmanlık duyduğu ve
affedildiği söyleniyor. Bu durumda Davud’un pişmanlığı işin gereğini
yapmayışı, yönettiği ülkede böyle zengin-yoksul uçurumunun nasıl
olabildiğini düşünmesine ve görevinde ihmal gördüğüne işarettir.
Demek ki kıssa nüzül ortamı bağlamında, Mekke’nin servet ve iktidar
sahiplerinin durumuna işarettir. Onların da böyle koyunları, develeri,
bahçeleri vardı. Elinde bir koyunu, devesi, bahçesi, evi olanı da almak,
doymak bilmeyen bir servet tekeliyle (kenz) hükmetmek istiyorlardı.
İşte Hz. Peygamber’e Davud üzerinden bu durum hatırlatılarak, Davud gibi
işbaşına geldiğinde ne yapması gerektiğinin mesajı veriliyor... Surenin
sonraki bölümlerinin tümüyle Davud ve Süleyman kıssalarına ayırılmasının
bundan olduğunu görüyoruz.
Öte yandan 99 ve 1 kıyaslaması aradaki uçuruma dikkat çeken bir
kıyaslamadır. Çokluktan kinaye de olabilir. Türkçede “Biri gökdelende,
diğeri çöplükte” dememizi çağrıştırır. Veya Necep Fazıl’ın şu mısrasını
çağrıştırır: “Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. Bu taksimi
kurt yapmaz kuzulara şah olsa”
Kıssada anlatılmak istenen gayet açık ve net değil mi?
Tam da günümüzü anlatmıyor mu?
Bir adamın 72 milyar doları var, öte yandan Afrika kıtasının açlık sorununu
çözmek için de 40 milyar doları gerekiyor. Bir tek adamın servetinin yarısı,
koskoca kıtada açlık sorununu çözüyor.
BM Kalkınma Proğramı’nın raporuna göre, dünya nüfusunun yüzde 25’i
dünyadaki toplam servetin yüzde 80’ine sahip.
İşte kıssa bu “taksime” itiraz ediyor.
Kurt yapmaz sizin yaptığınızı kuzulara şah olsa diyor.
Saad suresinden 7 sure önceki Kamer suresinde de aynı şey Salih’in
devesi üzerinden anlatılmıştı. Orada da “aralarında eşitçe taksim”
(gısmeten beynehum) sulama sistemi üzerinden anlatılmıştı.
O günkü Mekke’deki durum “Salih’in develeri” üzerinden anlatıldığı gibi,
bu kıssada da durum “Davud’un koyunları” üzerinden (99/1) anlatılıyor.
Bugünkü dünyadaki durum da aynı değil mi?