Kuran Kıssalarından Ne Anlamalıyız

(Arzum) #1

Demek ki “şükür” yemeği tıka basa yedikten sonra gerinerek
“Elhamdulillah” çekmek değildir. Bizzat ve bilfiil vermek, bölüşmek,
paylaşmaktır. Gizli açık infak etmektir. Hz. İsa’nın dediği gibi “Siz Ferisiler
bardağın ve tabağın dışını temizlersiniz, ama içiniz açgözlülükle ve
kötülükle doludur. Ey akılsızlar! Dışı yapanla içi yapan aynı değil mi? Siz
yemeği başkasıyla bölüşün o zaman sizin için her şey yıkanmış olur (şükür
budur). Ama vay halinize Ferisiler! Siz nanenin, sedefotunun ve her tür
sebzenin ondalığını verisiniz de adalet ve merhameti ihmal edersiniz.
Ondalıkla uğraşacağınıza asıl bunları yerine getirmeniz gerekirdi.” (Luka;
11:37-47, Matta; 23:1-36, 12: 38-40).


5- Beşinci tabiat tasviri Vakıa suresinden:
“Sizi biz yarattık, hala kabul etmeyecek misiniz?
Attığınız o meniyi hiç düşündünüz mü?
Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?
Aranızda ölümü biz takdir ettik. Bizim önümüze geçilemez.
Varoluşunuzu değiştirmek ve bilemeyeceğiniz bir yaratılışla
Sizi yeniden var etmek üzereyiz.
Madem ilk yaratılışı biliyorsunuz
O halde bu düşüncesizlik neden?
Toprağa ektiğiniz tohumu hiç düşündünüz mü?
Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
Hiç şüpheniz olmasın,
İstesek onları çere çöpe çevirirdik de ağzınızda şöyle geveler
dururdunuz: “Eyvah mahvolduk. Gitti her şey elimizden!”
Peki içtiğiniz suyu hiç düşündünüz mü?
Buluttan onu siz mi indiriyordunuz yoksa indiren biz miyiz?
İstesek onu iyice acı ve tuzlu yapardık. Bu şükürsüzlük neden?
Peki tutuşturduğunuz ateşi hiç düşündünüz mü?
Onun ağacını siz mi yaptınız, yoksa yapan biz miyiz?
Biz onu hem bir hatırlatma, hem de çöl yolcularına faydalı kıldık.
O halde Rabbini o büyük adıyla an ve yücelt! (Vakıa; 56/57-74)


Görüldüğü gibi burada da dört temel tabiî varlık (insan, toprak, su, ateş)
tasvir ediliyor. Bunların yaratıcısının ve sahibinin Allah olduğu
resmediliyor. Sahip olma ihtirası ile yanıp tutuşan mülk sahiplerine
soruluyor: Bunları siz mi yarattınız ki sahip olmaya kalkıyorsunuz? Bunlar
kimsesiz insanlar (çöl yolcuları) faydalansın diyedir. Hz. Peygamber’in “Üç
şey ortaktır: Su, ateş ve mera (toprak)” (Ebu Davud; Buyu’, 3016; İbn
Mace; Ahkâm, 2463). buyurduğundan da anlaşılacağı gibi bunlar alımın
satımın ve mirasın konusu olamazlar.
Yukarıda geçen “Mahrum bırakıldık” (yani gitti her şey elimizden),
“Rabbinin yüce adını tesbih et” (Keşte tesbih edenlerden olsaydık) ifadeleri
Kalem suresindeki Bahçe sahipleri kıssasındaki ile aynıdır.
Burada tesbih, eline 99’luk tesbih alıp sub sub sub tesbih çekmek değildir.
Bahçe sahiplerinin “Keşke tesbih edenlerden olsaydık” ifadelerinden de
anlaşılacağı gibi “Bahçenin ürünlerinden yoksullara verseydik, böylece
Allah’ı tesbih etmiş olsaydık” demektir.

Free download pdf