Kuran Kıssalarından Ne Anlamalıyız

(Arzum) #1

Böylesi hayvan figürlerini dikilitaşlarda görebilirsiniz. Zira dünyada bugün
böyle onlarca dikilitaş bulunuyor. Fakat en eskileri İstanbul’daki...
Şimdi...
Aynı şekilde, önceki peygamberlerin yaşadığı çağlarda ve özelikle onların
mücadele içine girdikleri devletlerin de böylesi hayvan figürlü arma ve
sembolleri olduğunu görüyoruz. Anlaşılan o günkü dünya kamuoyunda
onlarla anılmaktaydılar.
Babillilerin cin ve peri, Hititlerin kuş/kartal, Mısırlıların boğa, Sebelilerin
karınca, Fenikelilerin rüzgârlı gemi, Asurluların balık figürleri ile
tanındıklarını ve tüm bayrak, sancak ve flamalarını bunlarla süslediklerini
öğreniyoruz. Kralların taçlarında, sarayların arslanlı yollarında bu figürler,
resimler ve heykeller bulunmaktaydı. Hepsinin dini siyasi anlamları
bulunuyordu ve Tanrı-devlet sembolü olarak görülüyorlardı.
Bu resim ve figürlerin hemen hepsini dikilitaşta görebilirsiniz.
Bu nedenle eski Mısır’da ve Roma’da dikilitaşın neden siyasi bir anlamı
olduğu anlaşılabilir...
Şu halde eski çağlarda yaşayan kimi peygamberler ile ilgili Kur’an’da
geçen “kuşların, karıncaların, cinlerin ve rüzgarlı gemilerin emrine
verilmesinin, balığın yutmasının” vs. ne demek olduğu anlaşılabilir.
Bu okumaya göre örneğin Süleyman kıssasında anlatılan şu olur: Hz.
Süleyman merkezi Kudüs olan bir devlet kurmuştu. Doğuda Babil (cin ve
peri), kuzeyde Hitit (kuş, kartal), güneyde Sebe Krallığı (karınca) ve
Akdeniz’de Fenikeliler (rüzgârlı gemi) onun hâkimiyeti altına girmişti.
Böylece bütün bölgeyi bir evrensel adalet ve barış yurdu haline getirmişti.
Demek ki “Dünyanın başına dünyada gözü olmayan adamlar geçmelidir...”
Süleyman kıssasının ana teması ve mesajı kanaatimce budur.
Keza bu okumaya göre örneğin Hüdhüd, Hitit’den gelip Süleyman’ın
ordusuna katılan bir subayın lakabıydı. Çünkü Hititler ordu birliklerine ve
kimi askerlerine sembolleri olduğu için kuş lakapları takmaktaydılar:
kartal, şahin, atmaca vs...
Hüdhüd de onlardan biriydi.
Hüdhüd (Hititli subay) taht yapımında ustaydı. Göz açıp kapayıncaya kadar
(bir çırpıda, hemen, hızlı bir şekilde) Belkis’ın tahtını yapabileceğini
(getirebileceğini) söylemiş ve çok kısa bir sürede de yapmıştı.
Hüdhüd adında (lakabında) şaşılacak bir şey yok. Çünkü bugün bile hala
canavar, leopar, kaplan, çakal, asena, çekirge vs. lakaplarını duymuyor
musunuz?
Bindiğiniz arabalara bakın çoğu hala hayvan ismi: kartal, şahin, serçe...
Tuttuğunuz takımlara bakın çoğu hala kuş ismi: kara kartallar, sarı
kanaryalar...
İşte bu kültür oradan geliyor. İnsanlıkta hala yaşıyor. Ama o dönmelerde
daha dini-siyasi anlam ve önemleri vardı. Bir devlet, bir ülke hatta bir
millet tümden kendini bir hayvan sembolüyle ifade ediyordu...


Bundan üç bin yıl önceki böylesi bir durumu bizlerin anlamakta güçlük
çekmesi, bundan üç bin yıl sonra farzımuhal Türkçe inen bir vahiyde şöyle
denmesi gibidir: “Kara kartalların sarı kanaryaları yendiği gün...”

Free download pdf