sahiplerinde olduğu gibi Adem’in iki oğlu kısassında da Kabil için “nefsine
uydu”(ihtirasına yenildi) ve “zalimlerden oldu” deniyor.
Kişi maddeye şekil verebilir; maddenin sahibi olamaz. “Maddeye şekil
vermek” emek dediğimiz şeydir. Madde (mülk) Allah’ındır. Onun için şekil
verdiğiniz şeyde Allah’ın (yoksulların) hakkı vardır.
Kabil’in sunusunun (kurbanının/yakınlaşma isteğinin) kabul edilmemesinin
sebebi işte buydu. Bahçesinden getirdiği ürün, maddeye şekil verdiği
değil; maddeye sahiplendiği ürün idi. Kendi yaratmadığı, başkasının
hakkından kendi mülkiyetine geçirdiği ürün idi. Ele geçirme, hırsızlık ve
gasptan elde edilmiş ürün idi. “İnsan için emeğinden başka hakkı
yoktur” (Necm; 39) ilkesine aykırı şekilde elde edilmişti.
Demek ki “Kabil’in kurbanını reddetmek”, Ademoğlunun, her türden
toprağa/maddeye sahiplenme ve mutlak mülkiyet iddiasının
reddedilmesidir. Aslolanın kurban (nüsuk) değil; mülkle ilişki olduğunun
gösterilmesidir.
Bugün de Adem’in iki oğlundan herhangi birisi olan bizler, Allah’a kurban,
namaz, hacc gibi nüsuklarla yakınlaşmak ister ve fakat mülkle ilişkimiz
bozuk olursa; toprağa, maddeye, rızka ve rızık ürünlerine sahiplenmeye
kalkışır, bunlarda Allah’ın (yoksulların) hakkı olduğu ilkesini kabule
yanaşmazsak bu nüsuklar bizden de reddedilir. Bilakis Habil gibi
sahiplenmez, mülkiyet iddiasında bulunmaz, Allah’ın toprağına, suyuna,
ateşine, merasına çit çevirmeye kalkmaz, her şeyi özgür, doğal ve kendi
halinde bırakıp sadece “şekil verişimizin” yani emeğimizin karşılığıyla
yetinirsek bizden kabul edilir.
Yıllar önce bir tefsir dersinde “İlk günah neydi?” diye sorduğumda klasik
dindar zihne sahip birisi “Zina etmişlerdi” dedi. Bu durumda “yasak
ağaç” cinsellik ile ilgili oluyor. Nitekim ağaç ve elma simgesi hep
cinsellikle ilgilidir. Bu konuda Hristiyan teolojisinin çok etkili olduğunu
görüyoruz.
Peki dedim aynı derste “Kabil Habil’i niçin öldürmüştü?” Klasik
dindarın “zihin dünyasının maddesi”cinsellik olunca cevap da aynıydı:
“Kız yüzünden öldürmüştü!”
Adem kıssasında “Ayıp yerleri göründü, cennet yapraklarıyla
örttüler” ifadesi çıplaklık ve cinsellik çağrıştırdığından mıdır nedir, mesele
dindarın zihnide hep cinsellik odaklı yer etmiş. Halbuki bu şeytanın
vesevesine uyarak “mülkiyet ihtirası içine girdiklerini daha sonra anlayarak
utandılar ve yaptıklarına mazeret aradılar” manasında, kıssanın
tamamında olduğu gibi sembolik ifadelerdir.
Gerek Adem, gerekse Adem’in iki oğlu (Habil-Kabil) kıssasında cinsellikle
ilgili bir gönderme bulamıyoruz. Bilakis Adem kıssasında “mülk” tabiri
bizzat kullanılıyor: Mülk sahibi/iki melik olacaksınız (en tekûne melekeyn)
ve yıkılmayacak bir mülke (mülkü lâ yeblâ) kavuşacaksınız tabirleri gayet
açıktır...
Demek ki asıl mesele mülk (iktidar ve mal) ile ilgilidir.