devletler o dönemde böyle anılır ve bilinirlerdi. Onlarla çeşitli zamanlarda
temaslarda bulunmuş ve konuşmalar yapmıştı. Sebe Kraliçesini ülkesine
davet etti. Göz açıp kapayıncaya kadar (çok kısa bir sürede) onun tahtının
bir benzerini yaptırttı. Tahtın, krallığın, debdebenin değil; asıl daha başka
şeylerin insan hayatındaki önemini ona göstermek istedi. Kraliçeyi Allah’ın
dinine davet etti ve Müslüman olmasına vesile oldu. Böylece dünyanın
başına dünyada gözü olmayan kanaatkâr ruhlu insanların geçmesi
gerektiğinin dersini verdi.
Örnek 4: İsa’nın göğe çekilmesi
Mucize: (der ki) Yahudiler Hz. İsa’yı çarmıha germek istediler. Fakat onu
değil onun bir benzerini çarmıha gerdiler. Çünkü Allah onları şaşırtmış,
onun yerine başkasını İsa sandırtmış ve asıl İsa’yı göğe çekmişti. Allah’ın
mucizesi bu ya, İsa’ya da son anda yetişerek onu ölümden böyle kurtardı.
Şu an Allah’ın yanında sağ olarak bekliyor ve kıyamete yakın dünyaya
tekrar geri dönecektir.
Masal: (der ki) Bir varmış bir yokmuş... Zamanın birinde ölüleri dirilten,
körleri iyileştiren, çamurdan kuş yapan, evinde kimin ne sakladığını bilen
bir İsa peygamber varmış. Günlerden bir gün onu çarmıha germek
istemişler. Havarileri ile otururken askerler onları yakalamış. Allah orda
hemen yeni bir İsa yaratıvermiş. Onun yerine bunu yakalayıp asmışlar.
Gerçek İsa’yı da Allah evin bacasından göğe çekmiş. Şu anda Tanrı’nın sağ
yanında oturuyormuş. Kıyamete yakın dünyaya bulutların arasından
süzülerek gelecek ve Şam’daki beyaz minareli camiye inecekmiş. Haç’ı
kıracak, Deccal’i öldürecek ve zulümle dolmuş dünyayı adaletle
dolduracakmış. Cenab-ı Hak bizleri o güne eriştirsin... Ya, işte böyle evlat,
İsa ermiş muradına biz çıkalım kerevetine...
Kıssa: (der ki) İsa, Allah’ın evine ticarethaneye, gerçek hayat dinini
tapınak dinine çeviren bezirgân din adamlarına ve onların efendisi Bizans
tiranlarına başkaldıran yiğit bir peygamberdi. Daima mesel ile konuşurdu.
“Ey Tavus kuşu (Kudüs) senin civcivlerini (halkını) toplamak istedim ama
beni sevmediler” derdi. Zulüm altında yaşamayı kaderleri bilen halkına
“Uyanın! Size yepyeni bir gelecek çizeceğim (çamurdan bir kuş
yapacağım) ve Allah’ın vahyine yüreklerinize üfleyeceğim ve onunla
yepyeni bir hayata başlayacaksınız. Üzerinize serpilmişi ölü toprağını
kaldıracak, Allah’ın ayetlerini körelmiş gözlere gösterecek, sağırlaşmış
kulaklara dinleteceğim. Artık hiçbir şey gizli kalmayacak, bütün gerçekleri
ortaya dökeceğim (evinizde biriktirdiklerinizi haber vereceğim). Ben şu
engerek soyunun (tapınak taciri din adamlarının) sırtınıza yüklediği ağır
yükleri kaldırmaya, vurulduğunuz zincirlerden sizleri kurtarmaya geldim.
Benden öncekilerin yolunu sürdürmeye, benden sonrakilerin müjdesini (bu
davanın ilelebet süreceğini, bitmeyeceğini) haber vermeye geldim.” derdi.
Fakat “engerek soyu” Bizans la işbirliği yaparak onu yok etmek istedi.
Mahkeme kurup yargıladılar ve Babil’in asilere verdiği ceza olan ateşte
yakarak idam gibi, İsa’yı da Bizans’ın asilere verdiği ceza olan çarmıha
germe ile cezalandırdılar. Acılar içinde ellerine ayaklarına çiviler çakılmış