olumsuzluklardan onları uzaklaştıracak, uzak ve muhayyel
bir Turan ülkesi/ülküsü olarak görmüş ve göstermiştir.
Geleneksel metinlerimizde, Osmanlı'nın günün birinde
ulaşacağı bir şehir, varılacak bir diyar olarak görülen
"Kızılelma", burada, haritada aranacak bir nokta değil,
Türklerin büyük birliklerini sağlayacakları bir muhayyel
vatan olarak algılanmıştır.
"Kızılelma", “Zemini mefkûre, seması hayal... / Bir gün
gerçek fakat şimdilik masal...” olan bir muhayyel mekândır
ve ancak Türklerin taklitçilikten kurtulup kendi
şahsiyetlerini bulmaları şartıyla gerçeğe dönüşebilecektir.
Gökalp bir başka şiirinde de, “Demez taş, kaya / Yürürüz
yaya / Türküz, gideriz / Kızılelma'ya!” der. (Tansel 1972,
66)
Bu bölümü Gökalp'ın kendi cümleleriyle bitirelim:
"...ruhların büyük bir özlemle aradığı 'Kızılelma', gerçeklik
alanında değil, düş alanındadır. Türk köylüsü Kızılelma'yı
düşlerken gözünün önüne eski Türk ilhanlıkları gelir."
(Gökalp 2004, 23)
(....)
ABDULLAH HARMANCI
Yeni Türk Edebiyatı’nda "Kızılelma"
Selçuk Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü