Bünyan mülke verdi hakkiyle indrasi,
Abdülhamit hanın kanunu bi esası!
Diye haykıran Namık Kemalin, kudretli bir şair, heyecanlı
bir muharrir olduğunu kim inkâr edebilir?
Namık Kemal bu memlekete hiç bir şey yapmamış olabilir.
Fakat, İslâmlık ve Osmanlılığın tesiri altında kalmış
olmasına rağmen, ilhamını Fransız edebiyatından alarak bir
"Vatan ve hürriyet edebiyatı” yaratması bir iş değil midir?
Onun bu himmetini inkâr etmek için, insanda mantığın şaşı
değil, anadan doğma kör olması lâzımdır.
Dün Namık Kemal için yapılan merasim bana hem bu
satırları yazdırtmıya vesile oldu, hem de dört yıl evvel
merhum şair Mustafa Reşitle bir konuşmamı hatırlattı.
Mustafa Reşit büyük vatan şairi Namık Kemalin candan bir
dostu ve çocukluk arkadaşıydı. Hayatının son birkaç yılında
dostluğunu kazandığım ihtiyar şair, bir gün konuşurken
Namık Kemalle nasıl tanıştığını, hapishanedeki ziyaretini,
Kemali jurnallıyanın kim olduğunu anlatmıştı.
Süleyman Nazifin: "Alfred dö Möse bir aşk şairi ise,
zatıâliniz de muhakkak bir muaşaka şairisiniz” dediği
Mustafa Reşidin Namık Kemal hakkında bana söylediklerini
- doğumunun yüzüncü devir yılı münasebetile - yazmayı
faydalı buldum.
Mustafa Reşit, Namık Kemalle nasıl tanıştığım şöyle
anlatmıştı:
- Altmış yıldan fazla olacak. O zamanlar Edimede Kadiriler
tekkesi şeyhi olan büyük babam Süleyman efendinin
yanında bulunuyordum. Bir gün dediler ki: