YUNUS EMRE

(ŞİİR PARKI) #1

gitmekten korku çekenlere!.. Taşın, toprağın ne bitmez bir
sabır ve mukavemet haznesidir! İnsan, senin göğsünde ya
destanî bir kahramanlığa erer veyahut en ilâhî mizaçlı
velilerin feragat ve mahviyet derecesine varır.


Şimdi şu söğüt dalının altından haykırsam Yunus Emre
bana ses verecektir:


Derviş gönlü taş gerek
Gözü dolu yaş gerek
Koyundan yavaş gerek


Evet pirim; evet pirim. Ben işte burada öyle olmaya
çalışıyorum. Bu bodur ve seyrek ekinler, bu boynu bükük
başaklar, bu buğulu söğüt ağacı, bu donuk ve sessiz su,
hulâsa, bütün bu yoksul tabiat parçası neyin remzidir.”


"Bunlar arasında bir ruh, toprağa gömülmüş bir tohum
değil midir? Ben, ihtiyat zabiti Ahmet Celâl; Ferit Celâl
Paşa'nın oğlu Ahmet Porsuk çayının kenarına böyle bir
tohum haline girdim. Bir kulaç, iki kulaç kara toprak içinde
filizimi sürmek, dal ve budaklarımı aydınlığa doğru
uzatmak, meyvamı vermek için Allah'ın rahmetini
bekliyorum. Ve gömülü olduğum toprağın ıstırabını
bedenimde hissediyorum. Her hususta ona karışıyorum.”
(Yaban, s. 57)


Bu satırlar Yunus'un, Osman Gazi'nin meşhur rüyasını
andıran şu şiirini bize hatırlatıyor:


Her kime kim dervişlik bağışlana
Kalpı gide pâk ola gümüşlene
Nefesinden misk ile amber tüte
Budağından il ü şar yemişlene
Yaprağı dertlilere derman ola
Gölgesinde çok hayırlar işlene

Free download pdf