129اَنْرَطْمَ
اَوyağdırdıkْمِھ
ْیَعَلüzerlerineً
راَطَم
ْرُظْا نَفbiryağmurَفیَْ
كnasılişte bakانَ َكolduُة
َب
ِعَاقsonuَ
نی
ِمِرجُْمْالsuçlularınVe üz erlerine bir yağmur yağdırdık. İşte bak,
suçluların s onu nasıl ol du! (7: 84)
َ
كلِٰذَ
كyalanlamışlardı böyleama birbakَبَّذكََفْیَ
كnasılon lardanöncekiler deolduانَ َكُة
َب
ِاقعَsonuَ
ین
ِم
ِالَّالظzalimlerinَ
ینذَِّا لْ
ن
ِمْمِھ
ِلْبَقْرُظْا نَفOnlardan öncekiler de bö yle yalanlamışlardı.
Ama zalimlerin s onu nasıl oldu bi r bak! (1 0 : 39 )
değildirْ
نِاbuآ
َذٰھbaşkasıَّ
لاِاadetlerindenقُُلُخَ
ینلِ
َّوَْالاöncekilerinBu öncekilerin adetlerinden şkasıba ğildirde. (2 6 :137)
130“Bu (Kur’an), öncekilerin masallarından ka baş
bir şey değildir!” (6: 25)
Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında ve
gece ile gündüzün ard arda gelişinde, elbette
akıl sahipleri için âyetler vardır. ( : 190) 3
yaratılışındaن َّ ِا
ي ِفِقْلَخş üphesizgöklerinتِ اَوٰ
م
َّالسve ard arda gelişindeِضْرَْالاَوِل
ْیَّالgece ileve yeringündüzünِارَھَّالن
َواتٍ
َیَٰلاelb ette âyetlervardırي
ِولُِلاِاب
َبْلَْلااsahipleriiçinakılِفَلا
ِتْاخَوkâfirlerینَ
ِذَّ
ا و الُٓرَفَكْ
نِاdeğildirآَذٰھbu (Kur’an)َّٓ
لاِاbaşkabir şeyُیر
ِاطَسَ
اmasallarındanَ
ین
ِلَّوَْالاöncekilerin