59şüphesizsenكََّنِاöleceksinتٌِّیَمelbetteonlar daْم
ُھَّ
نِاَوö leceklerونَُ
تِّیَمŞüphesiz sen öleceksin, elbette onlar da
ölecekler. (39:30)
ن َِّإazabıَابََعذ
َ
كِّبَرRabbininٌع
ِا قَوَلelbettegerçekleşecektirşüphesizonayokturُ
ھَا لَمengel olacakhiç kimseٍع
ِدَا فْ
ن
ِمŞüphesiz Rabbinin abıaz elbette gerçekleşecektir.
Ona engel olacak hiç kimse yoktur. (52: 7-8)
ş üphesizن َّ ِاsizeva’dedilenَ
ونوعَ ُدُ
ا تَمmutlakagelecektirتٍَٰلاsizdeğilsinizْمُ
تْنَا آَم
َینَ وِزِج
ْعُمِبâcizbırakacakŞüphesiz size va’dedilen mutlaka gelecektir.
Siz âci z bırakacak lsinizdeği. (6: 134)
60onlar değildirlerْمُ
ا ھَمَوْم
ُھَلَوonlara vardırَ
ینِجِارَخِبbir azab oradan
çıkacakا
َھْن
ِمٌابَذعَdevamlıٌیمِقُمOnlar oradan kacakçı değildirler. Onlara
devamlı bi r azab vardır. 5:( 37)
Onlar(o sabredenler) kiَ
ینذَِّلَ
ا آَذِاzamanْم
ُھْ
ت
َاب
َصَ
اisabetettiğiٌۙة
َیبِصُمbirmusibetderlerو آُا لَق
اَّنِاŞüphesizbizآَّنِاَوO’naھِ ْیَلِ
اۜونَُعِجاَرdönücülerizvekuşkusuz bizِِ�Allah’aaidizOnlar ki, kendilerine bir musibet isabet ettiği zaman
“Şüphesiz biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz biz O’na
dönücüleriz” der ler. (2: 156)
و آُا لَقَوdemişlerdikiْ
نِاyokturَي
ِھbuَّ
لاِاbaşkasıاَنُ
تا
َی
َا ح
َیْن ُّلداhayatımızdanُ
نحَْا نَمَوve bizdeğilizdünyaَ
ین
ِوث
ُع
ْبَمِبdiriltilecek deDemişlerdi ki: “Bu dünya atımızdanhay başkası
yoktur ve biz diriltilecek de değiliz! 6:( 29)