23
h yıra
لْ
َ
ب
onlara
getirdik
ْ
م
ُ
ا ھ
َ
ن
ْ
ی
َ
ت
َ
ا
akkıh
ِ
قّ حَ
ْ
لا
ِ
ب
g er çekten
onlar
ْ
م
ُ
ھ
َّ
نِا
َ
و
َ
ون
ُ
باذِ
َ
ك
َ
ل
yalancıdırlar
Hayır, onlara hakkı getirdik. Gerçekten onlar
yalancıdırlar. (23:90)
Allah
ُ
ﷲ
َ
و
yarat tı
َ
ق
َ
ل
َ
خ
he r
ل َّ كُ
nlıyıca
ٍ
ة
َّ
اب
ٓ
َد
ْ
ن
ِ
ءٍ ٓ ا م
َ
م
s udan
Allah her canlıyı sudan yarattı. (24: 45)
zaman
ا
َ
ذ
ِ
إ
sana
geldikleri
َ
ك
َ
ا ء
َ
ج
münafıklar
ونَ
ُ
ق
ِ
اف
َ
ن
ُ
م
ْ
ال
dediler
وا
ُ
ا ل
َ
ق
ِ
َّ
� ا
ُ
ول
ُ
س
َ
ر
َ
ل
Allah’ın
Resûlüsün
ُ دَھ
ْ
ش
َ
ن
k esin
sen
ş ehadet
ederiz
كَ
َّ
ن
ِ
إ
Münafıklar sana geldikleri zaman: “Şehadet
ederiz, kesin sen Allah’ın Resûlüsün!” dediler. (63:1)
24
gerçekten
دْ
َ
ق
hüsrana
uğramışlardır
َ
رسِ
َ
خ
yalanlayanlar
َ
ینذِ
َّ
وا ال
ُ
ب
َّ
ذكَ
Allah’a
kavuşmayı
ِ
اء
ٓ
َ
ق
ِ
ل
ِ
ب
ِ
ﷲ
Allah’a kavuşmayı yalanlayanlar, gerçekten
hüsrana uğramışlardır. (6: 31)
O’dur
َ
وُھ
yapan
ي ذِ
َّ
لَ ال
َ
عجَ
g üneşi
َ
س
ْ
م َّالش
bir ışık
ً
ءآ
َ
ی
ِ
ض
َ
ر
َ
م
َ
ق
ْ
ال
َ
و
bir nur ve ayı da
ً
اور
ُ
ن
Güneşi bir ışık ve ayı da bir nur yapan O’dur. (10: 5)
tapıyorlar
َ
ونُد
ُ
ب
ْ
ع
َ
ی
َ
و
Allah’ı
bırakıp
ِ
و ن ُ د
ْ
ن
ِ
ِﷲ م
zarar veremeyecek
ْ
م
ُ
ھ
ُّ
ر
ُ
ض
َ
ی
َ
لاا
َ
م
ve fayda
sağlamayacak şeylere
ْ
م
ُ
ھ
ُ
ع
َ
ف
ْ
ن
َ
ی
َ
لا
َ
و
Allah’ı bırakıp kendilerine zarar veremeyecek
ve fayda sağlamayacak şeylere apıyorlart. (10:18)