25
dediler ki
َ
ال
َ
ق
َ
ف
ileri gelen
ُ
َ
لأ
َ
م
ْ
لا
kâfirler
َ
ینذِ
َّ
وا ال
ُ
ر
َ
فَك
ka vminden
ْ
ن
ِ
م
ِ
ھ
ِ
م
ْ
و
َ
ق
Ka vminden ileri gelen kâf irler dediler ki. (11:27)
dedi ki
َ
ال
َ
ق
Rabbim
ِّ
ب
َ
ر
gerçekten
ben
ي
ِ
ٓ
ّ
نِا
sığınıyorum
ُ
وذ
ُ
ع
َ
ا
َ
س
ْ
ی
َ
ا ل
َ
ي م
ِ
ل
olmadığı
m bir şeyi
َ
ك
ِ
ب
istemekten
hakkında
sana
كَ
َ
ل
�
ـ
ْ
س
َ
ا
ْ
ن
َ
ا
ِ
ھ
ِ
ب
bilgi
sahibi
ٌ
م
ْ
ل
ِ
ع
(N uh) Dedi ki: Rabbim! Gerçekten ben, hakkında
bilgi sahibi olmadığım bir şeyi istemekten s ana
sığınıyorum. (11: 47)
َ
ف
ُ
وس
ُ
ی
Yusuf’u da
bıraktık
yanında
onu
yemiş
ا
َ
ن
ْ
ك
َ
ر
َ
ت
َ
َد و
ْ
ن
ِ
ع
ُ
ب
ْ
ئ
ِ
ّ
لذا
kurt
eşyalarımızın
ا
َ
ن
ِ
اع
َ
ت
َ
م
ُ
ھ
َ
ل
َ
ك
َ
ا
َ
ف
Yusuf’u da eşyalarımızın yanında bıraktık. Onu
kurt yemiş! (12:17)
(Yusuf) rüştüne erince, ona h üküm ve ilim verdik. (12:22)
(Yusuf) erince
َ
غ
َ
ل
َ
ا ب
َّ
م
َ
ل
َ
و
rüştüne
ٓ
ُ
ه َّدشُ
َ
ا
ona verdik
ُ
اه
َ
ن
ْ
ی
َ
ت
ٰ
ا
hük üm
ً
ما
ْ
ك
ُ
ح
ً
ما
ْ
ل
ِ
ع
َ
و
ve ilim
açtıklarında
او
ُ
ح
َ
ت
َ
ا ف
َّ
م
َ
ل
َ
و
erza k
yüklerini
ْ
م
ُ
اعَھ
َ
ت
َ
م
buldular
واُدجَ
َ
و
ödedikleri
bedelin
ْ
م
ُ
ھ
َ
اعَت
َ
ض
ِ
ب
تْ َّد
ُ
ر
kendilerine
geri iâde
edilmiş
ْ
م
ِ
ھیْ
َ
لِا
Erzak yüklerini açtıklarında ödedikleri bedeli
kendilerine geri iâde edilmiş buldular. (12: 65)
de ki
لْ
ُ
ق
kimindir
ْ
ن
َ
م
ِ
ل
gökl erdekiler
ي
ِ
ا ف
َ
تِ ا م
َ
و
ٰ
م
َّ
الس
ve
yerdekiler
ِ
ض
ْ
ر
َ ْ
لاا
َ
و
َ
ب
َ
ت
َ
ك
yazmıştır
لْ
ُ
ق
zatına Allah’ındır
de ki
�ِِ
ِ
ھ
ِ
س
ْ
ف
َ
نى
ٰ
عَل
merhameti
َ
ة
َ
محْ
َّ
الر
De ki: “Göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?”
De ki: “ llah’ındırA .” O, zatına m erhameti
yazmıştır. (6: 12)