fazla Osmanlıcadır. Atatürk 1933 yılında Dil
Kurumu çalışmalarına başlarken "Kati
olarak bilinmelidir ki Türk Milleti'nin milli
dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve
esas kalacaktır" derken 14 kelime söylemişti
ki bunun %50 si olan 7 tanesi Türkçe değildi.
Bugün aynı cümleyi çok daha sade ve çok
daha Türkçe olarak söyleyebiliriz.
Bu da gösteriyor ki bu konuda sadeleşme
taraftarları galiptirler ve zaman onların
lehine çalışmaktadır. Hal böyle olunca
zorlamalardan kaçınarak işi zamana
bırakmak en doğrusu olmak gerekir. Zaman
Türkçe'yi muzaffer kılacaktır.
İkinci mühim meseleye, DİN meselesine
geçiyorum. Bu konuda mutlak olarak laik bir
görüşe sahibim. Laiklik dini çirkin ve bayağı
politika çamurundan kurtarmış, onu vicdan-
lara bağlı kılmıştır. İnananlara da, inanma-
yanlara da saygım vardır. Herkes belli bir
hayat görüşüne bağlanır. Kimin haklı
olduğunu bu dünyada tesbit etmek imkan-
sızdır. Böyle olunca da geniş bir tolerans ana
şart olur.