kendi halime gülüyorum.
Koca bir dünya içinde yalnızım Nazif! En
yakın arkadaşlarımın arasında sokağa çıplak
çıkmış bir adam duygusuyla titriyorum,
herkesin vicdanı kapalı örtülü, yalnız ben
çıplak. Herkes hiç olmazsa üniformalarla -
ne diyeyim - mayasını sürdürüyor. Herkes
zamanın alçaklık süslerine bürünebiliyor.
Herkes namuslu geçinerek alçak yaşamanın
kolayını buluyor. Herkes bu rezalet hava-
sında nefes alabilmek için bir kolaylığa, bir
çareye, bir büyüye sahip."
Öyle bir sesleniş ki bu, unutulmaz! Tevfik
Fikret deyince şiirlerinden önce Süleyman
Nazif'e yazdığı bu mektubu düşünüyorum.
Kapkara bir umutsuzluğun sözcüklerle dile
getirilmesinin somut bir örneği.
"Umutsuzluğumun derecesini düşünemezsin
kardeşim. Kendimi taşlara çarpacağım
geliyor. Fakat hani benim yurtsever kanımla
kirlenecek bir temiz taş?"
Nedir bu denli karanlık bir umutsuzluğunun
nedenleri? Oysa mutlu yaşamak için her