Bu, ancak ve yalnız benim çocukluğum için
yazılmış bir şiirdi. Bu basit şiir üzerinde
çocukluk çağına ait o örtüyü kaldırınca,
bilirim, geride, şiirin zengin yapısına uygun
hiç bir şey kalmaz. Ama, türkçe, benim
türkçem, benim çocuk gönlümün taze ve
özlü dili, bu papatyada, bir bahar tarlası gibi
çiçeklenmiş durur.
Rüzgâr eser: gâh o yana,
Gâh bu yana, hep beraber,
Dalga dalga eğilirler;
Ferah verirler insana
Güler yüzlü papatyalar,
Altın gözlü papatyalar.
Bütün bu şiirler bana yalnız bir okuma dersi
boyunca değip geçmiyordu, çok daha
yaşayışlı bir şekilde, bu şiirler, bana tatil
günlerinde daha çok dokunuyordu. Kırlarda,
ve boydan boya tabiatın bağrında geçen
çocukluk günlerimde, artık bu şiirler, benim
için tekrarlanması sevinç veren arkadaş
adları gibi oluyorlardı.
Hürriyetin ilk filizi de, iik önce, çok küçük
yaşlarda ezberlediğim ve söylediğim zaman