meseleleri devleti büsbütün girdaba sürük-
ledi. (...) Şeriat yasalarının ve İslâm kuram-
larının öneminin düşürülmesi yüzünden
meydana gelen toplumsal bunalım, ulusu
kişisel kimliğinden sıyıracak kadar tehlike
doğurdu. (...) Ulusal ve medeni yasamız olan
ulu fıkıhımızın, zamanın gereklerine, işin
gerektirdiğine göre kendini göstermesini ve
gelişmesini sağlayacak sebeplere sarılmak
bizim için en esaslı ve hayatî bir meseledir...
(Sebilürreşad, 1922, c. XXI, sayı 521)
HAYAL KIRIKLIĞI
Ne var ki, «Batı uygarlığı»na karşı olmayıp
«Batı emperyalizmi»ne karşı açılan Kurtuluş
Savaşı kazanıldıktan sonra, seçimler yenile-
nerek, Âkif’in umduğunun tam tersine bir
yolda girişilen toplumsal devrimler, onu
büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştır.
Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, toplum
düzeninin şeriat hükümlerine göre kurul-
ması gerektiğine inanan, Tanzimat ve