CEZALARDA BEDENSELLİKTEN ZİHİNSELLİĞE GEÇİŞ
“İnsanlık, çağımızda her alanda fiziksellikten zihinselliğe geçmiştir.”
ÇAĞDAŞ CEZALANDIRMA
İnsanlık çizgisinin çağımızdaki kesiti, her alanda bedenselliği sonlandırmakta,
onun yerine zihinselliğe geçmektedir. Bedensellikten zihinselliğe geçişin en
önemli etkisi, hukuk alanının özellikle ceza bölümünde olmuştur. Bu nedenle
çağımız öncesi bütün ceza sistemi, bedenselliğe dayandığından çağdışı kalmıştır.
Bu ceza sistemine kutsal kitapların ceza hukuku dahildir. Bu yazımızda Kuran’ın
cezalandırma çeşidini tespit edeceğiz.
Doğanın egemenliğinden kurtulup hümanizme ulaştıkça insanlık, özellikle 1789
“İnsan ve Yurttaş hakları” bildirgesi, “insanın devredilemez hakları”ndan kabul
ederek insanın en şerefli varlık oluşunu gerçekleştirmeye yönelik olarak insan
bedenine yara, zarar, acı ve özürlülük doğuran fiziksel cezaları ve dokunmaları
kaldırmış, bütün canlılar için vücut dokunulmazlığı ilkesini getirmiştir. Bedene
ceza uygulamayı suç yapmıştır.
Cezalar, çağımızda zihinsel yapılmıştır. Çağımızda en değerli şey özgürlük
yapıldığından cezalandırma, özgürlüğün bir süre alınması olan hapis cezasına
dönüşmüştür. Bilindiği gibi hapis, bu cezaya mahkum edilen kimsenin bir yere
kapatılarak, özgürlüğünün kısıtlanmasıdır.
Cezalandırmada Amaç
Çağımızın cezalandırmadaki amacı da geçmişe göre tamamen değişmiştir.
Geçmiş devirlerde cezalandırmadaki amaç “ibret” idi. Yani suçu işleyen kişi, suç
işlediğinden dolayı değil, başkalarını suç işlemekten caydırmak amacıyla
cezalandırılırdı. Çağımızda cezalandırmanın amacı “ıslah” olmuştur. Yani suç
işleyen kişideki “man’s rea” adı verilen suç işleme yetisinin törpülenmesi
amaçlanmaktadır. Hapis esnasında “ıslah” sisteminin uygulanması, suç işleyen
öznenin eğitim verilerek “zihni işlenerek” suç işleme yetisi törpülenir.
SEMİTİK KUTSAL KİTAP HUKUKU
Semitik kutsal kitaplar yeni bir hukuk kuralı ve sistemi getirmemişlerdir.
İnsanlığın binlerce yılda ürettiği ve uyguladığı hukuku almışlardır. Nitekim idam,
el, kol ve bacak kesilmesi cezalarının Firavun (MÖ. 1350) zamanında mevcut
olduklarını Kuran söylemektedir: “Firavun dedi ki: “Mutlaka ellerinizi ve
ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Sonra da hepinizi asacağım.” Araf, 124.
Dolayısıyla onların hukuku, örf ve adet hukukudur. Zaten onların amacı, bir
hukuk sistemi getirmek değil, mevcut hukuk sistemini kendi hedeflerine
ulaştıracak şekilde kısmen değiştirerek ve kendi tanrılarına mal ederek
kullanmaktır. Onların hukuku küçük halk topluluğa hitap eden basit skalalı ve
sistemsizdir. Bu Kitaplar, başkasının bedeni üzerinde tasarruf etme hakkı ve
yetkisine sahip olmak olan biyo-siyaset sistemine sahiptirler.
KURAN’IN CEZA HUKUKU
Kısas (Talio)
Bedensel cezanın temeli kısasa dayanır. Kısas sisteminde bir kimsenin organına
zarar veren suçlunun aynı organı yok edilir veya sakatlanırdı. Bu cezalandırma
biçimi, ceza verilmesinde ileri bir aşamayı teşkil etmiştir. Çünkü suçlunun
göreceği ceza önceden bellidir. Suçlu daha fazlasını değil, ettiğini bulmaktadır.