Zamanla dünyaüstü gücün, ruhunun bulunduğu ve bu ruhunu insana üfleyerek
insanın canlılık kazandığını düşünmüştür. İşte daha sonraları bu anlayış, insanın
insanüstü varlık yaptığı üfürükçü adıyla bazı insanların, tanrının ruhuna sahip
olduklarını ve bu ruhla insanları tedavi ettiklerini üretmiştir. Üfürükçülük, insan
nefesiyle üfleyerek insanları tedavi etmektir. Bu dönemde insanüstü gücün
kendilerinde var olduğunu iddia ederek üfürükçüler ruhsal liderliği üretmişlerdir.
Ruhsal liderlik safsatası ile siyasal liderliği almışlardır.
Evrenüstü Güç
Tanrı Kavramının İcadı
Bu insanüstücülük ve ona bağlılık daha sonraları, insanlığın tanrısal düşünüş
biçimini ürettiği Milattan önce on binli yıllarda evrenüstü güç aşamasına geçip
Tanrı kavramını icat etmiştir. Tanrı kavramının icadı, insanüstü gücün, evrenin
dışına taşırılmasıdır.
Bu aşama, insanlığın Mezopotamya’da yerleştiği döneme denk gelir. Aynı
zamanda kişicilik üretilmiştir. Evreni ve dünyayı kim yarattı sorusunda görüldüğü
üzere Tanrısal düşünmenin sorusu “kim” sorusudur. Çağımızda bu kişici düşünüş
biçiminde kalanlar, “ben kimim biliyor musun?”, “Sen kimsin?” gibi sorularla
meşgul olurlar, kimin başbakan veya cumhurbaşkanı olacağını çok önemli
görürler.
Tanrının Temsilcileri
Kahinler/Dinadamları
Tanrı kavramının icadı ile birlikte Tanrının insanlar arasındaki aracısı ve temsilcisi
olarak kahinlik sistemi üretilmiştir. Kahin; tanrı ile insanlar arasındaki aracı
kişisidir.
Peygamberlik
Tanrının dünyadaki temsilcisi ve aracısı olan Kahin, daha sonraları kahinlik yapan
anlamıyla peygamberliğe evrilmiştir. Nitekim İngilizce’de peygamberliğe kahinlik
yapmak anlamında “prophesying” adı verilir. Peygamber (prophete) kelimesi,
başkasının özellikle tanrının insanlar için kehanet sayılacak sözlerinin aktarıcısı
manasına gelir.
Peygamberlik kurumu, tanrısal düşünüşe geçilmesinden sonra Mezopotamya’da
başta Akadlılar olmak üzere Sami toplulukları tarafından ihdas edilmiştir. Daha
sonra İbraniler tarafından sistemleştirilmiştir. MÖ bin yıllarında İsrail’de
peygamber, kahin ya da kohen adı verilen ruhbanlardan türetilmiştir.
Türkçede kullanılan “Peygamber” kelimesi Farsça olup “haber getiren, postacı”
anlamındadır. Arapça “Resul” kelimesinin Türkçe karşılığı “elçi” kelimesidir.
Yahudilikte ve Müslümanlıkta “peygamber” için kullanılan ortak kelime “nebi”dir.
Nebi, “haber veren” demektir. Nebinin Akadça ‘çağırmak’ anlamında ‘nabu’
fiilinden türediği kabul edilir.
Mesihlik/Mehdilik
Peygamberlik kavramından sonra “mesih” ve “mehdi” kavramlarının çıktığı
görülmektedir. Milattan önceki son bin yılda Tevrat’la ortaya çıkan Semitik dinler
döneminde, kutsal insan “Mesih” kavramına dönüştü. Bu kavram Yahudilik’te
peygamberliğin sona ermesinden sonra Babil Talmudunda Rabbi Johannan bar
Nappaha (180-279) tarafından ortaya atılmıştır.
İbranice bir kelime olan mesih, masiach (mesh edilmiş) kelimesinden türetilmiş
ve Tanrı tarafından özel bir görevle görevlendirilmiş kişi demektir. Yahudiler,
mesih kişiyi, ülkelerinden sürülmelere uğrayan Yahudilerin sürüldükleri ülkelerde