Vatan Hainliği
Bu zihniyetli kişi, kullanımı yetkisi dahilinde bulunan ve başkasının olan devletin
ve milletin malını çok rahatlıkla kendi çıkarı için kullanabilir. Toplu ulaşım biletçisi
bile, kendi malı imiş gibi, istediği kişiyi ücretsiz olarak araçlara bindirir. Kendisine
sorumluluğu verilen milletin parasını kendi çıkarı için, kendi parasıymış gibi
harcar. Devlet ihalesi alan müteahhit, çok rahatlıkla malzemeden çalar. Yetkili
makamda bulunan kişi, personeline yaranmak ya da kötü olmamak için,
başkasının malı olan devletin sisteminden ve mevzuatından çok rahatlıkla taviz
verir. Böylece bir devlet kurumunun tefessüh (çürümesi) etmesine yol açar. O
yeter ki, makamında kalmayı başarsın. O makamın haklı ve haksız nimetlerinden
yararlansın. Milletin sırtından hak etmediği kral hayatını yaşasın.
“Asıl vatan hainliği; devletin ve milletin parasını çalmak, ülkeyi
yemektir.”
Maaş aldığı asıl görevinin mesaisinden çalar ama televizyon kanallarında,
konferanslarda insanlara Allah, din ve dürüstlük satar. Sadaka, zekat, bağış,
kurban gibi dinsel kurumlarla insanların mallarını karşılığını Allah’a ödetmek
amacıyla “Allah razı olsun,” diyerek çok rahatlıkla alır ve kendisi için kullanır. Hiç
kimseye hesap vermek zorunda değildir.
“Bir ülkede devleti, devlet sömürüyorsa, orada antik şeyhlik zihniyeti
var demektir.”
“Şeyhlik, genellikle yolsuzlukların çok olduğu ülkelerde görülür. Bu
tesadüf değildir.”
Mülkiyet ve Demokrasi
İnsanlık, çağımızda ulaştığı erginlik döneminde, geçmişin bu köle-efendi
aşamasından çıkmıştır. Böylece hiç kimsenin, hiç kimsenin malı ve mülkü
olmadığı demokrasi sistemini üretmiştir. Artık hiç kimse hiç kimsenin ekonomik
aracı olan uşağı ve hizmetçisi değildir. Başkasının mülkiyeti kavramını
kavrayamamış insanlar, insanlığın orman döneminde kalmışlar demektir. Böyle
bir zihniyetin yönettiği bir ülkede devleti, devlet sömürür. Bu çağda hala şeyhliği
kullanmak, efendi-köle sisteminin bulunduğu çağımız öncesinde kalmış olmak
demektir. Bu açıdan da şeyhlik zihniyetiyle demokrasi bir arada gitmez.
“Demokrasi, şeyhçi siyasal sistemin, kendi halkını sömürmesini önlemek
için üretildi.”
Şeyhlik Ekonomisinin Bitişi
Kapitalizm çağında din adı altında eskinin metotlarıyla iş yapmak geçersizdir. Bu
nedenle din kullanılarak şeyhlik sistemiyle zengin olmak ekonomisi çağdışıdır.
Zizek’in şu tespiti önemlidir: “Protestanlık, feodalizmi yok ederek kapitalizmi
doğurmuştur. Böylece Protestanlık, iş dünyasını, dinin alanına taşımış ve dini
evrenselleştirmiştir. Fakat kapitalizmin gelişimi, özelde Protestanlığı ve genelde
de dini eskitmiştir.” Günümüzdeki insanlığın sorunu, din değildir. Onun sorunu,
bundan sonra nasıl var olacağıdır. Artık geçmişin dinselliği ile var olmak mümkün
değildir. Artık günümüzün beşeriliği ile var olmak mümkündür. “Homo ferus”
dönemi bitmiş, “homo logis”, “animal rationale” yani “humanitas” dönemi vardır.
“Çağdışı antik zihniyetlerle, çağımızda ne dindarlık ne de demokrasi
gerçekleşir.”
arzum
(Arzum)
#1