durumu din ile meşrulaştırmak derdindedirler. Bu kişiler, tıpkı yağı alınmış
imansız peynirler gibi, imanı alınmış dinsellerdir.
Bu kişiler, Allah’ın, kendilerinden ne istediğini umursamazlar, kendilerine Allah’ın
ne vereceğine bakarlar. Allah’a karşı yaptıkları basit hareketlerden oluşan
ibadetlerle orantısız istekleri Allah’tan isterler. Hatta, kendileri için yapmaktan
kaçındıkları “adam öldürmek” gibi suçları işlemesi için, tetikçi olarak kullanmak
amacıyla “beddua” yaparak Allah’ı bu suçu işlemeye azmettirmeye çalışırlar.
“Bu kişiler, Allah’a hizmet edenler değil, Allah’ı kendilerine hizmet
ettirenlerdir.”
Kleptomani/Çalma Hastalığı
Şeyhlik zihniyeti maddi açıdan doyumsuzdur. Bu durum psikolojik kleptomani
hastalığıdır. Kişinin gereksinim duymadığı halde, parasal değeri ile ilişkisiz olarak
nesneleri çalma dürtüsünü engelleyememe, dürtülerine karşı koyamama halidir.
Paraya ihtiyacı olmasa da kazanç elde etme hastalığıdır. Midesi doysa da gözü
doymayan animallıktır. Doğa ve orman hayatından çalma yoktur. Çünkü orada
mülkiyet sistemi yoktur. Bir araba sürücüsü neden sinyal vermez ama korna
çalar? Çünkü orman döneminde kalmıştır. Mülkiyet sisteminin bulunduğu
sistemde en sanal meşru çalma, din adı altında çalmadır.
“Şeyhlik zihniyetinin egemen olduğu yerde ekonomik gelişme ve
demokrasi olmaz.”
“Şeyhlik, tüketir, üretemez.”
ABD Başkanlığı
Türkiye’de insanlar, iktidar partisinin il ve ilçe yönetim kurulu üyesi olmayı,
ABD’de başkan olmaya tercih ederler. Çünkü ABD Başkanının dahi, maaşının
dışında bir kuruş haksız kazanç edinmesi imkansızdır. Ama Türkiye’de maaş
hiçbir şeydir. Maaş önemli görülmez. Bu görevler sayesinde ihaleler, ruhsatlar,
imar rantları vasıtasıyla maaşının binlerce misli liralık haksız kazançlarla bir
gecede zengin olmak mümkündür. ABD de demokratik ülke, biz de demokratik
ülkeyiz, öylemi? Peki neden bu farklılık? Farklılığın tek nedeni, ABD’de şeyh
zihniyeti kolektif değildir. Bu özelliği nedeniyle orada halk en etkin denetçidir.
Kul Hakkı Kavramı Yoktur
İlkel insanın yaşadığı orman döneminde olduğu gibi, “kul hakkı” ve başkasının
mülkiyeti kavramı henüz gelişmemiştir. Sadece kendi mülkü anlayışı vardır. Kişi
olarak da bebek ve çocukta bu kavramlar henüz yoktur. Doğada her canlı,
bulduğu ve alabildiği her şeyi kendi mülkü görür. Şeyh zihniyeti de böyledir.
Antinomi
Şeyhlik ekonomi zihniyeti antinomilerle doludur. Antinomi; çelişki, paradoks ve
tenakuz demektir; kendi kendini çürütmektir. Mesela faiz karşıtlığını savunur ama
şiddetli haram olan kul hakkı yemeyi hiç ihmal etmez. Halbuki Kuran’a göre faiz,
kul hakkı yeme yollarından sadece bir tanesidir ve bu nedenle haramdır. Bu
çelişkinin kaynağı, animal-libidinal egoist ekosantrik kişiliktir. Din endeksli değil,
din kaplamalı ve kamuflajlı çıkar endekslidir. Hem faiz alır ve verir ama
görünürde aşırı faiz karşıtlığı yapar. Bu, öncelikle, kul hakkı yediğini kamuoyunda
kamufle etmek içindir. Diğeri ontolojik nedendir; çağımızda çağdaş fikirsel ve
sistemsel ürünleriyle dünya entelektüel piyasasına çıkamadığı için, çağın
ekonomik sisteminin sadece isimsel benzerliği bulunan ama içeriği tamamen
farklı olan faize, faiz karşıtlığını kendi fikirsel icadı olarak görüp var olduğunu
göstermek içindir. Halbuki faiz ve faiz karşıtlığı, İslam’ın bir icadı değildir.
İslam’dan binlerce yıl önce insanlık tarafından icat edilmiş, Tevrat vasıtasıyla
İbraniler tarafından kutsal kitaba aktarılmıştır. Kuran da Tevrat’tan almıştır.
“Şeyhliğin bütün felsefesi, kişisel çıkarı üzerine kurulu olduğundan,
çelişkilerle doludur.”
arzum
(Arzum)
#1