başkalarını etkileyemeyenler, ellerini kullanamadığından eli ile başkasına şiddet
uygulayamayanlar, bağırmakla ağızlarıyla şiddet uygulamaktadırlar.
Toplumsal Histeri (Mass Hysteria)
Histeri; gerçekleşemeyecek arzulardır. Toplumsal histeri, sosyal psikolojide bir
sosyo-psikolojik hastalıktır. Devletin ezanı aşırı bağırtılı okutması bir sosyal
histeri hastalığıdır. Ezanın aniden yüksek sesle bağırılarak okunmaya başlanması,
histeri hastalığıdır. Kendi çıkarı için başkasını düşünmeme hastalığı vardır. Sanki
toplu olarak hissedilen bir tehlike algısı kuruntusu vardır. İslam yok oluyor
korkusu. Bu durum, tek tek bireylerde kuvvetli anksiyeteye dönüşür ve bunun
sonucunda fiziki semptomlar baş gösterir. Nitekim her konuda herkes birbiriyle
kavga ediyor, hakaret ediyor, cephelere ayrılıyor, hiç kimse birbirini anlamıyor,
anlamak da istemiyor. Ezanın böyle bağırılarak okunması, dinin ve devletin elden
gideceği korkusu toplumsal histerisini doğurur. Bu teoriye göre zor zamanlar
yaşanan bir topluluk dönemin şartları yüzünden tabiri caizse “kafayı sıyırıyor” ve
bir anda ortaya çıkan bir kıvılcımla toplumsal kırılma noktası yaşıyor.
SONUÇ
Bütün bağırmalarda yukarıda saydığımız biyolojik, antropolojik, sosyolojik,
psikolojik ve felsefi gibi hastalıklar bulunur. Buna ezan ve salayı bağırarak
okumak da dahildir.
Bu yabani hayat hastalıklarına sahip ve oradan çıkıp geldiği haliyle kalmış, hiçbir
medenilik ve bilimsel terbiye verilmemiş kişiler din adamı yapılmamalıdır. Din
adamı yapılacak kişilere, din bilgilerinden daha çok adabı muaşeret, medenilik ve
insanilik eğitimi verilmelidir.
Şimdi, okuduğu ezan biçiminin toplumda ne gibi kötülükler aşılayacağını
düşünemeyen ve farkında olacak kadar bilgili olmayan bir din adamının, dinin
insanlara iyilik ve insanlık için geldiğini iddia etmesi hiç inandırıcı olmaz. Bu
ezanla yetişen çocukların aynı özellikte yetişmeleri gibi sosyal sonuçları işin
cabasıdır.
Ezan okurken, meydanları inleterek bağırmada, haykırmada, süpersonik
büyüklük savaşı vermek vardır. Din pratisyenleri bencilce bağırma ihtiyaçlarını
elde etmeyi, ezan ve Kuran okumakla kamusal ortamda gidermektedirler. Ezan
okuyanlar, ezanı okudukları kitleyi düşman görüyorlar gibi okuyorlar.
Türkiye’de ezanın okunuş biçimi, bir açıdan da düşmanlık içerir. Düşmanlığı
dışavurma vardır. Ezanı bağırarak okuyan kişide antagonistlik yani düşmanlık
vardır. Kendi halkını düşman görmektir. Çünkü bağırma, düşmanını
etkisizleştirmek içindir. Düşmanına, kendi gücüyle değil, tanrının gücünü
kullanarak egemenlik dayatması vardır. Antagonist yapıda, insanilik yoktur.
Doğal ya da vahşi yaşamda olduğu gibi, her şeyin birbirinin yemi olması
nedeniyle, her canlı, kendisinden başka herkesi düşman görür.
Bencil çıkarını elde etmenin doğuracağı kamusal negatif sonuçları düşünmüyor.
Kişisel kalitesiyle büyüklük ve üstünlük taslayamayan aciz kişiler, ezan sayesinde
tanrı gücü ile büyüklük ve üstünlük taslarlar.
Ezanın okunuş biçimi mobing içermektedir. Devlet, ezanla halkına karşı üstünlüğe
ve dövme hakkına sahip olduğunu gösteriyor. Türkiye’de devlet, bütün ülkede