DEMOKRASİ ve EZANIN OKUNUŞ BİÇİMİ
“Türkiye, camiyi namaz kılmak için değil, minare için inşa eder.”
İslam’da Ezanın Yeri
Kuran’da ezan kavramı yoktur. İslam’da ezan, farz olan namaz için bir araçtır.
Namazın sünneti dahi değildir. Farzlarından ve vaciplerinden olmadığından,
namazın geçerli olması için ezana gerekli değildir. Nitekim Fıkha göre ezan
okunmaksızın kılınan namaz geçerlidir.
Hz. Peygamber, namazları kendisinin kıldırmasına rağmen, imamın arkasında
cemaatle ve camide namaz kılmayı farz yapmadığından ezanı, insanları camiye
ve namaza çağırmak için okutmamıştır. Namaz vakitlerini bildirmek için
okutmuştur.
Ezanı okutmaktaki amacının duyurmak olmamasından dolayı, Hz. Peygamber,
Bilali Habeşi’ye sadece bir yerde ezan okuturdu. Müslümanların yaşadıkları her
mekanda ezan okutmazdı. Duyurmak amacı bulunmadığından, doğal sesi
değiştirdiğinden ve yükselttiğinden dolayı ezanın boru ile okunmasını
yasaklamıştır. Bu ilkeden hareketle fıkıh kitapları ezanın bir “ilam, yani bildirme”
olduğunu, bir “ilan, yani duyurma” olmadığını söylerler.
İslam’da minare yoktur. “Ateş yakma yeri” anlamına gelen Arapça minareyi
Müslümanlar, Hz. Peygamber’den sonra, ateşetapan Mecusilerden almışlardır.
İslam’a Göre Ezanın Okunuş Biçimi
Günümüz Türkiye’sinde ezanın okunuş biçimi birkaç nedenden dolayı İslam’a
göre haramdır.
Birinci Neden; Bağırmak
Kuran Lokman Suresi 19. ayetinde “Yürüyüşünde mütevazı ol! Sesini alçalt! İyi
bilin ki, seslerin en kötüsü eşek sesidir,” şeklindeki ayetle bağırmaya izin
vermeyen Allah’ın adının aşırı bağırılarak okunmasıdır. Hem mikrofonun tonu
hem de okuyucunun sesi sonuna kadar açılarak okunması bu ayete göre
haramdır.
Günümüzde ezanın okunuş biçiminin, Antropolojinin tespitine göre, ilk insanların
konuşmayı icadından önce kullandıkları iletişim kurma biçimi olan “bağırma” ile
aynı olduğunu ortaya koymaktadır. Günümüz medeniyet düzeyi nazarında
bağırmak vahşilik görüldüğünden hukukumuzda sözlü şiddet suçu yapılmıştır.
Kanunlarda suç olan anormal bir fiilin, din için normal görülmesi, o dinin normal
olduğunu iddia etmeyi olanaksızlaştırır. Ezanın okunuş biçimiyle, günde beş kez,
bir de buna vakitsiz okunan salalarla halka ulusal çapta oral şiddet uygulanmakta
ve aşılanmaktadır. Bu oral şiddete şahit olan yabancılar, Kuran’ın yasakladığı
İslamofobiye kapılmaktadırlar.