Microsoft Word - PROF. DR. NÄ°YAZÄ° KAHVECÄ° FELSEFE MAKALELERÄ°.docx

(Arzum) #1

“Fakat günümüz Türkiye’sinde din anlatımı bir meta yapılmıştır. Kuran’a
göre bundan kazanılan para haramdır.”


Kişilere Dini Dayatma
Kuran, dine girmeyi de kişilere bırakmıştır: “Dinde zorlama yoktur. Artık
doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır.” Bakara, 256. Bu nedenle kimsenin oruç
tutmasını, namaz kılmasını dayatmamış ve kontrol etmemiştir: “Kim Resûl’e itaat
ederse Allah’a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi
göndermedik!” Nisa, 80. “Onların üzerinde bir zorba değilsin.” Ğaşiye, 28.


Kuran, kişilere hiçbir dini unsuru dayatmaz. Kişilere sadece ahlaki öğütler verir.
Bunun en güzel örneği kadınların örtünmesi meselesinde görülür: “Ey nebi!
Hanımlarına ve müminlerin kadınlarına söyle de cilbablarını (dış elbiselerini)
üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınıp eziyet edilmemelerine en uygun olandır. “
Ahzab, 59. Bu ayette görüldüğü üzere Kuran, kadınlara giysi dayatması
yapmıyor. Onların huzuru için bir öneride bulunuyor. Önerdiği giysiyi giymeyenler
cehenneme, giyenler cennete gider şeklinde bir müeyyide de kullanmıyor.
Peygamberin; ortalıkta dolaşıp da kim örtülü kim açık, kim namaz kılmış kim
kılmamış, kim oruç tutmuş kim tutmamış diye kontrol ettiği vaki değildir.


Tanrı’yla Doğrudan Özel İlişki
Özel din, kişinin Tanrısı ile bizzat doğrudan bağ kurmasıdır. Namazı kılma ve
diğer ibadetlerle ilgili bütün ayetlerin, “ifa edin” şeklinde kişilere hitap etmesi,
kişilerin, tanrıyla özel ilişki kurmalarını istediğini gösterir. Kuran, kişinin,
Tanrısıyla bizzat kendisi yüzyüze gelmesini ister. Bu nedenle mesela namazda
kişisel huşu yani konsantrasyon ister. Tanrıyla özel ilişki kurabilmek için ilişki
kurmayı öğrenmek gerekir. Başkası vasıtasıyla ilişki kuran kişi, kendisi doğrudan
ilişki kurmayı öğrenemeyecektir.


Kuran, kişinin sahip olduğu “potansiyelini ve kendisini gerçekleştirmesini”,
böylece dünyası anlamındaki “kosmos” adı verilen “ben”ini inşa edip tam
teşekküllü, müstakil “bizatihi birey” olmasını ve tanrısıyla doğrudan iletişim
kurmasını emreder. Bu nedenle dini özel bir iş görür.
“Dindar değil de dinsel kişi, dini kamusallaştırmak ama dünyayı
özelleştirmek ister.”
Dini Devlet İşlerine Karıştırmak
Hz. Peygamber, aynı zamanda devlet yöneticisi olduğundan, ibadetlerin kendi
nezaretinde yapılmasını şart koşsaydı, hem din işlerini devlet işlerine karıştırmış
hem de devlet, ibadet yapılmasını zorlamış olacaktı. O, kişilerin dini yaşamlarına
müdahale etmemiştir. Nitekim kişilerin yanlış yaptıkları ibadetlerine dahi
müdahalesine dair bir tane ayet yoktur.


TÜRKİYE
Dine Dayalı Olmak
Toplumun ve devletin dine dayalı olması çağımız öncesi aşamadır ve Kuran’a
aykırıdır. Eğer çağımızda bir toplum ve devlet dine dayalı hareket ediyorsa, o
hala çağımız öncesinde kalmış demektir. Anayasasında laiklik yazmasına rağmen
ülkenin her tarafını mabet doldurması, ezanı herkese devlet eliyle dayatması
sistemsel olarak çarpık olduğunun göstergesidir.


“Kuran’ın mabette ve cemaatle ibadet yapılmasına dair bir emri
bulunmadığı ve onu farz yapmadığı halde, arazileri dinselleştirmek

Free download pdf