Onlar iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık denizde yolunu
tutup kayıp gitti.” Kehf, 60-1.
Kuran, çok sayıda ayette kullandığı iki denizin nerede olduğu bilgisini vermez. Bu
nedenle iki deniz araştırma ile bulgulanmış bir gerçeklik olarak
söylenmemektedir. Mitosların bu bilgileri bilinmez, bu nedenle bu olaylar birer
mitosturlar. Bilgileri verilse, araştırmaya dayalı olacaklarından bilimsellik vasfını
kazanırlar.
Dualite
Deniz kavramında kullanılan ikili (dualite) Tevrat’ta vardır. Bu dualite daha
evrenin yaratılışıyla başlatılır: “Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.” Yar.1/1.
İki sayısını yıldızlar için de kullanır: “Tanrı şöyle buyurdu: “Gök kubbede gündüzü
geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri,
günleri, yılları göstersin.” Ve öyle oldu. Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye
egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.” Yar.1/14-16. Cennette de iki
ağaç vardır: “Bahçenin ortasında yaşam ağacı ve iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.”
Yar.2/9.
Yer ve gök, karanlık ve ışık, gündüz ve gece, Adem ve Havva, Musa ve Harun,
Musa ve Firavun ikilisinde görüldüğü üzere devam eder. Diğer her alanda da ikilik
kullanılır: “RAB Musa’ya öfkelendi ve, “Ağabeyin Levili Harun var ya!”dedi,
“Bilirim, o iyi konuşur. Hem şu anda seni karşılamaya geliyor. Seni görünce
sevinecek. Onunla konuş, ne söylemesi gerektiğini anlat. İkinizin konuşmasına da
yardımcı olacak, ne yapacağınızı size öğreteceğim.” Çık.4/14-5.
“Sonra Elim’e gittiler. Orada on iki su kaynağı, yetmiş hurma ağacı vardı. Su
kıyısında konakladılar.” Çık.15/27. “Bütün İsrail topluluğu Elim’den ayrıldı.
Mısır’dan çıktıktan sonra ikinci ayın on beşinci günü Elim ile Sina arasındaki Sin
Çölü’ne vardılar.” Çık.16/1. “Altıncı gün her gün topladıklarının iki katını toplayıp
hazırlayacaklar.” Çık.16/5. “Altıncı gün kişi başına iki omer, yani iki kat topladılar.
Topluluğun önderleri gelip durumu Musa’ya bildirdiler.” Çık.16/22. “Yitro Musa’nın
karısı ve oğullarıyla birlikte Tanrı Dağı’na, Musa’nın konakladığı çöle geldi.
Musa’ya şu haberi gönderdi: “Ben, kayınbaban Yitro; karın ve iki oğlunla birlikte
sana geliyoruz.” Çık.18/5-6.
“Efodu altın sırmayla, lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince
ketenden ustaca yapacaklar. Bağlanabilmesi için iki köşesine takılmış ikişer
omuzluğu olacak. Efodun üzerinde efod gibi ustaca dokunmuş bir şerit olacak.
Efodun bir parçası gibi lacivert, mor, kırmızı iplikle, altın sırmayla, özenle
dokunmuş ince ketenden olacak. İki oniks taşı alacak, İsrailoğulları’nın adlarını,
doğuş sırasına göre altısını birinin, altısını ötekinin üzerine oyacaksın.
İsrailoğulları’nın adlarını bu iki taşın üzerine usta oymacıların mühür oyduğu gibi
oyacaksın. Taşları altın yuvalar içine koyduktan sonra İsrailliler’in anılması için
efodun omuzluklarına tak. Harun, anılmaları için onların adlarını RAB’bin önünde
iki omzunda taşıyacak. Altın yuvalar ve saf altından iki zincir yap. Zincirleri örme
kordon gibi yapıp yuvalara yerleştir.” Çık.28/ 6-14. İşte mitoslardaki bu dualite,
iki deniz konusunda da kullanılmıştır.
SONUÇ
Ülkemiz, her alanda olduğu gibi Kuran işportacılığı alanında da insanlığın binlerce
yıl önceki apolojetik patristik aşamasında bulunduğu görülmektedir. Ne yazı ki,