ibadetlerde “huşu” yani tanrı ile kişisel konsantrasyon ve odaklanma kurulmasını
ister. İmamın ibadet yöneticiliği, Kuran’ın namazdan istediği, kişilerin huşularını
önlemektedir. Kuran şöyle der: “Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler.”
(Muminun, 2.)
Sivil Din
Kuran’ın dini bireysel dindir. Bireysel din; dinin kişi tarafından algılandığı ve
yürütüldüğü din yani sivil dindir. Bireysel din kişinin daha çok kendi algısının
ürünüdür. Herkes kendi din anlayışını kendisinin belirlemesidir. Kişi, inancını
kendi algıladığı doğrularına göre yaşar. Başkalarının, kendisine din algılarını
öğretmemesi ve dayatmamalarıdır. Dinin bireysel olmaması, kişinin vicdan
özgürlüğünü önler.
“Müslümanlar Hinduizmi, Mecusiliği, Yahudiliği ve Hristiyanlığı taklit
ederek onlardaki ayinlerin ve dini törenlerin aynısını İslam’a
sokmuşlardır.”
Cemaatle İbadetin Negatif Sonuçları
İbadeti grupsal ifayı farz yapmak, aşağıdaki negatif sonuçları doğurur: Kişilerin
ibadet yapmalarına baskı uygular. İbadeti toplum için yapılır hale getirir ve tanrı
için yapılmaktan çıkarır. Kimin ibadet yaptığını kimin yapmadığını açığa çıkarır.
Bu durum ister istemez insanlar arasında ayrıcalığa, ayırımcılığa ve eşitsizliğe,
dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmaya ve suçlanamaya sebep olur.
Bunların hepsi bugün kanunen suçtur.
Kuran’a Dönüş Hareketi
İslam dünyasındaki Kuran’a dönüş hareketi, insanlığın, Protestanlığın ve
sekülerliğin ayıkladığı, geçmişin dar akıl çapıyla dinlere yapılan bidat girdileri
ayıklama teşebbüsüdür.
“Bir çağda, çağdışı uygulamalar sürdürülebilir değildir.”