Microsoft Word - PROF. DR. NÄ°YAZÄ° KAHVECÄ° FELSEFE MAKALELERÄ°.docx

(Arzum) #1

onaylanma ihtiyacını gidermek. Bir ülkede ötekileştirme üzerine kurulu her şey,
beynin bu taleplerini tehdit eder. O yüzden de ötekileştirilenler, kültürel
kalıplarına daha çok sahip çıkarak kendi varlıklarını güven altına alma ihtiyacı
duyarlar. Bu da bir anlamda “kendine körleşme” sürecini kaçınılmaz hale getirir.
Yapılması gereken şey, beyinlerin kabul ihtiyacını gidererek tehdit algısını yok
etmektir. Bir ülkede insanların birbirlerine düşman olmalarının nedeni, var olmayı
sistemle değil, kişi ile sağlamaktandır.


“Bir ülkede çok sayıda lider varsa orada düşünmeme ve cehalet vardır.
Çünkü düşünmemenin ve cehaletin artışına ters orantılı olarak liderler
çoğalır.”
MÜSLÜMANLARIN AÇMAZI
Kutsal Kitaplar, geldikleri dönemdeki ekonomik sistem üzerinde bazı söylemler
içerirler, kendilerinden sonra üretilen, özellikle çağımızın ekonomik sistemi olan
Kapitalizm hakkında söylemleri yoktur. Bu nedenle Kutsal Kitapların çağımızda
geçerli olmaları, onların fenomenleri yani görüngüleriyle değil, numenleri yani
özleriyle mümkündür. Onların özlerini ortaya çıkarmak derin felsefi düşünme
yapmayı gerektirir. Bu felsefe disiplinin adı “Özcülük (essentializm)”dir.


İşte Müslümanların ve Türkiye’nin aşamadığı engel ve başaramadığı çağdaş
kuramsal üretim burada ortaya çıkıyor. Çağdaş uyarlamaları yapabilme
kaçınılmaz olarak çağdaşlığı ve laik düşünmeyi gerektiriyor. Yani çağdaş
sistemler üretebilmek için öncelikle dinsel ve tanrısal adı verilen geçmişin
tarımcılık, esnaflık ve tüccar ekonomik sisteminden koparak bağımsız ve
düşünebilmek ve yeni kuram üretebilmek gerekiyor.


Düşünme işlemi yapamayan kişi ve toplumlar, Kutsal Kitaplarının, insanlığın son
düzeyi olduğunu insanlara dayatırlar. Hiçbir kitap son düzey olamaz. Çünkü
onlar, hem geldikleri dönemde var olan fikir ve bilgi malzemesini kullanırlar hem
de yazıldıkları dönemin muhatap kitlesinin düzeyini esas alırlar. Kutsal kitaplar,
alanlarının ilk kitapları oldukları için başlangıç (beginners) düzeyi kitaplarıdırlar,
son düzey kitapları değillerdir. İlk başlatıcı ve kurucu kitaplarıdırlar. Bu kitapların,
insanlığın ve Tanrı’nın son düzeyi olduğunu toplumlarına dayatanlar toplumlarının
ve tanrılarının en büyük düşmanıdırlar, çünkü toplumlarını geride bırakacaklar
hem onların hem de tanrıların yok olmalarına sebep olacaklardır. Dayatma,
kişisel çıkarın varlığını gösterir.


Nitekim Kuran, içeriğinin Kıyamete kadar aynen geçerli olacağı iddiasında olan bir
ayet içermez. Hatta şöyle der: “Her kitabın bir dönemi vardır.” Ra’d, 38. Bu,
Kuran’ı da içerir.


“Müslümanların kafa katmanı, görevini yapmıyor. Düşünmeyi bile ağızla
yapıyor.


Yeni kuram üretme işlemi, çağdaş aklın kullanılabilmesini gerektiriyor. İşte
Müslümanların kafa katmanını işgal edenler bu ameliyeyi yapmakta aciz
kalıyorlar. Bu acziyetlerini örtbas etmek amacıyla dine ve Kuran’a
sığınmaktadırlar ve dinin değişmezliğini satmaktadırlar. Kuran’ın içeriklerinin
Kıyamete kadar geçerli bilgiler olduklarını söylemeleri aslında bir acizliği ve
aşağılık kompleksini telafi etmek içindir. Yani kendisi çağdaş değerde hiçbir fikir
ve bilgi üretememekte ama Kuran’a inandığı için değer kazanmaktadır. Halbuki
Kuran senin ürünün değil ki. Kuran’a inanmakla ondan sen pay aamazsın ki.

Free download pdf