“İnsanın bedeni Tanrı’nın, ama insanlık, insan düşünürlerin ürünüdür.”
Küresel Mesele
Bir konu şayet küresel mesele yapılmışsa, mutlaka çağımızın insan emperyalizmi
ile ilgili bir meseledir. O nedenle küresel meseleleri bu açıdan okumak gerekir.
Gerek bireysel Kaşıkçı’nın öldürülmesi olayı, gerekse ülkesel Irak ve Suriye
olayları şayet küresel mesele ise, onları insan emperyalizmi açısından okumak
gerekir. Kaşıkçı’nın öldürülmesinin küresel proje ile ilintisi, bölünme sırasının
Suudi Arabistan’da olması olabilir.
Küresel meselede “o olur bu olur, öyle olur böyle olur,” ama mutlaka küresel
proje için olur ve bu proje her hal ve şartta yürür ve her olan olay ona hizmet
eder.
Uluslararası Toplum (International Community)
Küresel projenin sahipleri olan “Uluslararası Toplum” arasına zihinsel bağlamda
giremediğimiz sürece, Kaşıkçı Türkiye’de öldürülür. Suriye’yi, Irak’ı bombalarız
ama hiçbir şey değişmez, sadece küresel projenin yürümesine katkıda bulunuruz.
Uluslararası Toplum’un arasına girmenin tek yolu, çağdaş düşünüş biçimi olan
“Akılcı ve Bilimsel Düşünme” işlemini öğrenmek, onunla oluşmak ve onunla
ürünler vererek “insanlık” denen varlığa katkıda bulunmaktır. Bunun dışındaki her
laf, lafı güzaftır.
“Bunu başarmanın yolu, “Felsefe Üniversitesi” kurmaktır.”
Yetkili olup da felsefe üniversitesini kuranlar, Türk toplumuna en büyük iyiliği
yapacaklardır.
İnsanlığın Yahudilerle Özdeşleştirilmesi
Sonunda insanlık çizgisinin çağımız kesitini Yahudiler üretmektedirler. İnsanlığı,
kendileriyle özdeşleştirmişlerdir. Onlar, daha üç bin yıl önce kutsal kitapları
Tevrat’a koyarak, tanrısı Yahova ile sözleşme (ahit) yapıp insanlığa sahip çıkmak
ve göz kulak olmak görevini üstlenmişlerdir.
“İnsanlık çizgisinin günümüzdeki kesiti, Yahudiler tarafından
üretilmektedir. Filozof ve bilim insanlarının çoğunluğunun Yahudilerden
çıkması ve teknolojik icatların kahir ekseriyetinin onlar tarafından
yapılması tesadüf değildir.”
ABD ve Siyonistler
Günümüz süper gücü ABD’nin hedefi, dünyanın sonuna kadar süper güç olmayı
sürdürmek yani siyasal emperyalizmdir. Onun, “insanlık emperyalizmi” diye bir
hedefi yoktur. Siyonistler ise, kendileriyle özdeşleştirdikleri “insanlık” adı verilen
varlığın emperyalizmi hedefine sahiptirler. Bu hedefe ulaşmak amacıyla sürekli
felsefe, bilim ve teknolojik icatlar yapmaktadırlar. Çağımızda süper güç olmak
ancak felsefe ve bilim gücü ile mümkündür.
Siyasal emperyalizm hedefine sahip ABD ile insanlık emperyalizmi hedefine sahip
Siyonistler, politikaları farklı olsa da, hedeflerini gerçekleştirmede birbirlerine
ihtiyaçları vardır. ABD, kendi hedefini gerçekleştirebilmek için felsefe ve bilime
yani Yahudilere ihtiyaç duyar. Siyonistler de ABD’nin süper gücüne ihtiyaç