İnsanın Egemenliği
Çağımız modernleşmenin, sekülerliğin, rasyonalitenin ve bilimin çağıdır. Bu
gelişmeler, insanın, dünyada kontrolü ele geçirmesi demektir. Bu durumlar, iki
asır öncesine kadarki beş milyon yıllık insan tarihinde mevcut değildir. Çağımız
öncesinde insan, doğanın egemenliği altındaydı. Dolayısıyla başta din olmak
üzere çağımıza kadar ki her şey bu doğanın insana egemenliği durumunda
üretilmiştir. Çağımızın temelinde, daha önce var olmayan insani denen akılcı ve
pozitivist bir yeti vardır. Bir diğer temel, rasyonalitenin insan yaşamına hakim
olmasıdır.
Dinin İşlevi
Dinler, modern öncesi toplumlarda sadece bütünleşmeyi sağlamakla kalmamış,
aynı zamanda toplumun bütün temel kurumlarını da nüfuzu altında
bulundurmuştur. Artık din, modern öncesi toplumlarda gördüğü işlevleri
görmüyor.
Rasyonalite
Rasyonalite, artan biçimde duygusallığın ve geleneğin yerine geçmektedir. Bunun
sonucu olarak dinde ibadet ve törenlerle birlikte büyüsel öğeler sürekli olarak
azalmaktadır. İşte bu, rasyonelleşme ve sekülerliktir. Dünyevi problemlerin
çözümü için artık papazlara, mollalara, rahiplere değil, bilimsel uzmanlara
müracaat edilmektedir. Bilincin gelişmesiyle, doğaüstü varlıklara inanç ortadan
kalkmaktadır. Rasyonalleşme, kişilerin kendi hayatlarını yönetebilmelerini
sağlaması sonucu bu amaçla eski dine ihtiyacı azaltmıştır. Fakat din kurumu,
varlığını sürdürebilmek amacıyla, ibadet mevzzuatı üretip, insanların din
adamlarına ihtiyaç duymalarını sürdürmeye çalışmaktadırlar.
Dinin Devam Ettiği Toplumlar
Çağdaşlaşamayıp, birey ve toplum yaşamında dini referans almaya devam eden
tutum ve davranışların ortadan kalkmadığı toplumlarda halen din devam
etmektedir. Modern olgularla yüzleşememiş, kapalı ve geri kalmışlıktan
kurtulamamış toplumlarda halen din yaşamaktadır.
Kafasal İş Yapamama
Çağımız, kafasal iş yapma çağıdır. Çağımızda kafasal iş yapamayanlar, eski dinin
yaşamasını isterler. Bedenle kolay ifa edilebilen eski dinin unsurlarının var
olmasını isterler ki, zor olan kafasal işleri yapmadığından dolayı oluşan
değersizliklerini, bu kolay bedensel dini işleri yaparak kendilerini sanal değerli
yapmak isterler. Hatta dinsiz dediği başkalarının icatlarından oluşan çağdaş
nimetlerden yararlanmasındaki menfaatçi ligini ve çelişkisini kamufle etmek
amacıyla dinsel unsurların bazılarını ısrarla uygularlar. Mesela dinsiz dediği
insanların icat ettikleri makyajın tümünü uyguladığı halde kafasını çift başörtüsü
ile örtmek gibi.
Dinsel Toplum ve Çağdaşlaşma
“Dinsel toplumlar, dini, düşünsel olarak aşmış ve çağı yakalamış
ilahiyatçılarla çağdaşlaşırlar.”
Dinin Tanrıdan Ayrışması
Çağdaş teoloji, eski dini tanrıdan ayrıştırır. Dinin sonu geldiğine ama tanrının hala
var olduğuna inanır. O nedenle dine inanmamayı tanrıya inanmamak olarak
görmez. Aslında bu çağdaş teoloji tanrıyı, tanrının ürünü görürken dini, insanların