Peygamberi totemleştirmek, onu tanrılaştırmaktır. İnsanlığın ilk tanrılaştırması,
totemcilikle başlamıştır. Totemcilik, soyut ve zihinsel-idesel tanrıdan
memnuniyetsizliği gösterir. Soyut düşünmeyenler, tanrıyı soyut ve düşünsel
algılayamadıklarından peygamberin şahsında somut varlığı tanrılaştırırlar. Ancak
bu beşeri somutlaştırma vasıtasıyla tanrıyı algılar. Bu durum ise, peygamber
unvanı adıyla insanı tanrılaştırmaktır.
Peygamber ve Tanrıyı Beşerileştirmek
Peygamberin tanrılaştırılması, kendisine tapınılan varlık olan tanrının
beşerileştirilmesidir. Türkiye’nin tanrısal inanç tipi, ilkel insanın sihirsel inanç
tipine benzediği görülür. İnsanlığın ilk inanış biçimi, animatizm ve natürizm; fetiş
ve totemizmdir. Naturizm; fiziki çevrede rastlanan doğal olgu, olay ve objeleri
tanrılaştırmaktır. İlkel tapınma, doğaya tapınma şeklinde ortaya çıkmıştır.
İnsanın ilk dini inançları, şahsiyeti olmayan güçlere değil, şahsiyeti olan ruhlara
yöneliktir. İnsanlığın ilk dinsel aşaması olan; kişileştirilmiş ruhlara ve kutsal
güçlere inanma demek olan animatizm görülmektedir. Peygamberin
tanrılaştırılması, totemciliğin tanrı kılığına büründürülerek kendisini açığa
vurmasıdır.
Tanrıyı ve Peygamberi Algılamak
Logos ile değil de pathos ile düşünenler, soyutları değil somutları algılarlar. Tanrı
soyut, peygamber somuttur. Tanrıyı algılamak ancak logos ile, insan-peygamberi
algılamak pathos ile mümkündür. Dolayısıyla tanrıyı, peygamber-insanla
algılamaktır. Zor bir işlem olan düşünme işlemi gerektirmez. Kolay işlem olan
doğal beş duyu organıyla algılamak mümkündür. İnsan olan peygamber kişiyi,
doğuştan getirdiği duygu yetileriyle kendisi ile kıyaslayarak ve onda kendisine bir
yer bularak onu algılayabilir.
Şizofreni ve Mistisizm
Şizofrenik mistikler, Tanrı’dan kopmadan insanı aşk edinirler. Tasavvufta bu,
“sekr” yani şarhoşluk halidir. Bir de, insandan kopmadan Tanrıyı aşk edinirler.
Buna da tasavvufta “sahv” hali denir. Tanrıdan kopmadan Peygamberi aşk
edinmek, şizofrenik mistikliktir.
Şizofreni ve Sala
Cuma namazı için sala okunması da şizofrenik mistisizmin varlığının bir
sonucudur. Çünkü sala ölüm ve felaketler haberciliği olarak okunuyor. Ama Cuma
namazı için de sala okunuyor. Cuma namazı, ölüm ve felaket midir? Herhalde
öyle görülüyor. Bu durum aynı zamanda her şeyi ölümle algılamaktır. Dinsel
bahaneler kullanarak topluma ulusal çapta her gün ve hatta günde birkaç kez
sürekli kolektif ölüm, felaket ve mistik şizofreni aşısı yapmaktır. Hatta bunu
kolektif bilinç haline getirmektir. Bu çağda bu çeşit kolektif şizofrenik çelişkilere
yer yoktur ve bunların mutlaka giderilmesi gerekir.
“Ölümcü toplumdan hayat başarıları beklemek imkansızdır.”
Slogan ve Motto Olarak Kullanılışı
Oral Totemizm ve İkon; “Allahu Ekber” Sloganı
Slogan veya motto; bir kimlik, grup, örgüt veya kurumun amaç ve araçlarını
genel olarak tanımlayan bir deyiş veya sözcük listesine verilen isimdir. “Allahu
Ekber” aforizması bir slogandır. Özellikle ezanda bağırarak ve yüksek sesle
uzatarak “Allahu Ekber” okumak onu sesli slogan olan motto hatta marş yapar.