İmanın epistemolojik anlamı; inanmak demektir. İnanmak, inanılan şeyle
oluşmamaktır. Kişinin, kendisini başkasına bırakmasıdır. Yani dış faktörcü
olmaktır. İnanma vasıtasıyla edimde bulunmak demek, kişinin, bir dış faktörle
hareket etmesi demektir. Bu nedenle inanan kişi, edimde bulunmada sürekli dış
faktörle ilintili olmak zorundadır.
Bigayrihi Varlık
Mümin; “başkası ile var olan varlık” olmaktır. Böyle varlık, dışsal faktörle var olan
varlıktır. Kendisi olmamışlıktır. Kişilerin, imanlı olmalarını istemek, onların
kendileri olmamalarını ve başkası tarafından güdülmelerini istemek demektir. Bu
felsefe genellikle, insanları egemenliği altına almak isteyenlerin felsefesidir.
Dış Güç
Bigayrihi varlık olan kişi dış güçlerle var olan varlıktır. Kendi öz-güçleri ile var
değildir. Çünkü kendi öz-güçleri yoktur. Zaten kendi öz-gücü olmayanlar, dış
güçle var olurlar. Bu dış güçler; halkın, tanrının, dış devletlerin ya da kendi
devletinin gücü olabilir. Bu güçlere sahip olduklarında gangester, bu güçleri
olmadıklarında süt dökmüş kedi kesilirler.
“Bigayrihi kişi, var olmadığı halde varmış gibi davranan öznedir. Bedenleşmiş
hayalettir.”
Bizatihi Varlık
Öz-Güç
Bizatihi varlık demek; başkası ile değil, “kendisiyle var olan varlık” demektir.
Böyle varlık olmak, içsel oluşma ile mümkündür. Kendisi olmuşluktur. Bizatihi
varlık, kendi öz gücü ile var olan varlıktır. Bu kişi, dış güce ihtiyaç duymaz.
Çünkü dış gücü yoksa da kendisi vardır. Dış güç, kişiden alınsa da o hala vardır.
İnsanın bir tek öz-gücü vardır, o da; beşeri zihinsel, entelektüel güçtür. Onu
kişiden hiç kimse alamaz ve her gittiğ yerde o güç, o kişi iledir.
İMANIN FENOMENOLOJİK ANALİZİ
Fenomenoloji; görüngüler (fenomenler)e bakarak görünmeyen özü (numen)
tespit etmekle meşgul olan bir felsefi disiplindir.
“Kişilerin davranışları, karakterlerindeki numenin fenomenidir.”
Gerçek İnançtan Yoksun Olmak
İnandığı halde, inancının aksini icra etmek, kişinin derinliklerinde yani kalbinde
gerçek imanın yokluğunun göstergesidir. Fakat neden kişi, imansızlık yapmasına
rağmen inançsız olmaktan korkar? Eğer, “suçu işlerim, Allah’ın öbürdünyada
vereceği cezayı çekerim,” şeklinde söz söylemesinin gerçekçi olduğunu, dünyada
suç işlediğinde cezadan kurtulmak için suçunu itiraf etmesi, ortaya koyar. Ama
eğer yakalandığında suçunu inkar ediyorsa, o söyleminde samimi değildir. Peki
inancının zıddını yapan kişi neden hala inanıyordur?
İmandan Değil, Davranıştan Zevk Almak
İmanının zıddını yapan kişi; inandığı şeyden değil, imanının zıddı olan nesneden
haz duymaktadır. İman zihinsel bir işlemdir. İmandan haz duyabilmek için
zihinsel zevk almayı bilmek gerekir. Zihinsel zevk, düşünme işlemi ile alınır.
“Neden imanlı kişide libidinal duygular ve egotizm Tanrı’dan daha etkili olur?”
Aslında İnanmamak