Microsoft Word - PROF. DR. NÄ°YAZÄ° KAHVECÄ° FELSEFE MAKALELERÄ°.docx

(Arzum) #1

Zevk Çeşitleri
1- Bedeni zevkler: Bedeni zevkler kısa süreli ve geçicidir. Çabuk biterler ve uzun
sürede insana zarar verebilirler.
2- Düşünce zevkleri: Düşünce zevkleri; bilgi öğrenme zevkleri olduğundan, insanı
başarıya ulaştırırlar. Geç elde edilir ama hiç kaybolmazlar. Verdiği zevkler uzun
sürer.


Sevgi Çeşitleri
1- Çıkardan doğan sevgi: Geçicidir, çünkü çıkarlar bittiğinde sevgi de biter.
2- Doğal sevgi: Aile fertleri arasında var olan doğal bağa dayanır.
3- Adalet sevgisi: Kendine ve diğer varlıklara adaletli davranışın doğurduğu
sevgidir.


İnsan Çeşitleri
1- Özgür insan: Bağımsız bir akılla hareket ederek mutluluğu yakalayandır.
2- Köle insan: Özgür değildir. Kendi varlığını kaybederek, başkasının
egemenliğinde ve isteklerinde yaşayan insandır.
3- Hayvanımsı insan: Doğası açısından hayvana yakın olan insandır. Bedeni arzu,
zevk ve duygularına yenik düşerek korku, üzüntü ve tedirginlik içinde yaşar.


PAUL TILLICH (1886-1965)


Din üzerinde felsefe yapmaya bir örnek olarak Paul Tillich: “Geniş anlamda din,
bir şahsın var oluşunun anlamı hakkında mutlak surette ilgili olmasıdır. Dinin bir
diğer olası ifadesi ise, “bir şeyi mutlak surette ciddiye almaktır.” Bir başka
perspektiften din, “kişinin, hayat tecrübesinin kendisini aşmasıdır. Varlıkta ve
anlamda nihai ve şartsız olana doğru ruhun bizzat kendisini aşmasıdır. Nihai
olarak yüce olan uğruna bizzat kendisini aşmasıdır.” Şu halde din, nihai olarak
“ilgili” olmaktır. Bu temel anlayış, bütün somut dinin yargıcıdır, dar anlamdaki din
anlayışı için esastır.”


Dar anlamda din, “nihai ilginin farklı kültür ve toplumlarda kendine has düşünce
ve eylem sembolleri şeklinde tecessüm etmesidir.” (Ahlak ve Ötesi)


Etik, ahlaki emirlerin kökenini, gerçeklik kriterlerini, içeriklerinin kaynaklarını ve
gerçekleşme güçlerini sorgulayan, insanın ahlaki varoluşunun bir bilimidir.


İnsan, kişisel ilişkilerde insan olur. “Yalnız ve yalnız “sen”le karşılaşma sayesinde
insan, benliğini gerçekleştiren bir kişi olur. Bu durumu, doğadaki diğer nesneler
temin edemez. Başkasına yapılan bir haksızlık aslında insanın kendisine yaptığı
bir haksızlıktır. Mesela bir efendi, köleye bir “ben” olarak değil de, bir “şey”
olarak muamele ederse efendi, kendi benliğini tehlikeye atmış olur. Dolayısıyla
köle, sadece kendisinin değil, efendinin de benliğinin incinmesinin bir ifadesidir.”
(Tillich, “Love, Power and Justice”)


Ahlaki eylemde insan, sadece ötekiyle değil, kendisiyle ve “Sınırsız Öteki
(Tanrı)”yle yüz yüze gelmiş olur. Tanrıyla bir öteki olarak karşılaşmada benlik,
kendinin en yüksek düzeyleriyle karşılaşır. Tanrı’yla karşılaşmak demek, benliğin
zirvesine çıkabilme demektir. Bu sayededir ki benlik, sınırlı ve verimli durumun
ötesine geçebilir. Böylece insan, kendi sınırlanmışlığını aşabilen tinsel bir varlık
olur.

Free download pdf