Kur’an’da ’99 Koyun’a 1 Koyun’ kıssası ne anlatır?
Malum, Kur’an’da “99
koyuna 1 koyun” kıssası
anlatılır.
Olay Hz. Davud ile ilgili
olarak Sad suresinde
geçer.
Acaba burada ne
anlatılmaktadır?
Diğer kıssaların çoğu gibi, yaygın tefsirlere bakarsanız buradan hiçbir şey
anlamayacağınız gibi kafanız lüzumsuz bir sürü bilgiyle dolar ve yıllar yılı
bunlardan kurtulamazsınız.
Halbuki anlatılmak istenen canalıcı bir sorunla ilgili.
Bakın nasıl.
Kıssanın geçtiği Sad suresinden başlayalım...
Sad Suresi Kur’an’da ilk Mekkî surelerdendir. Muhtemelen 4 veya 5 yılda
nazil olmuştur. Surede önce bir giriş yapılır. 17. ayete kadar suren bu
girişte dönemin genel atmosferini buluruz.
“Üstünlük taslamalarına rağmen yürekli paramparça olan”
inkarcılar, peygambere türlü itham ve iftiralarda bulunmakta ve “Bu
adam bir takım büyüleyici laflar eden yalancının birisi”
demektedirler. (2-4 ayetler).
Kavmin mele’ takımı (ileri gelenleri/egemenleri) “Yürüyün, ilahlarınızı
koruyun. Biz en son dinde (milleti’l-ahire) böyle bir şey duymadık.
Bunlar uydurma/bid’at (ihtilâg). Zikr içimizden ona mı indirildi?” (6-
8 ayetler) demekte ve kalkıp gitmektedirler.
Kibir ve küstahlık kokan bu laflar çok tanıdık geliyor olmalı: Son hak din
olan dinimizde böyle bir şey yok. Nereden çıkarıyorsun bunları? Kaldı ki
böyle bir şey varsa bile bunu söyleyen sen mi olmalıydın? Sen kimsin?
Yürüyün, ilahlarınızı (servetlerinizi) koruyun. Servet düşmanlığı bu?
Sonra cevap gelir. “Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mı?
(9. ayet)
Ardından ezeli ve ebedi ‘gerçek’ açıklanır: “Göklerin, yeryüzünün ve
arasındakilerin mülkiyeti onların elinde mi? Öyleyse bütün yollara
başvurarak gökleri, yeryüzünü ve arasındakileri ele geçirsinler
bakalım?” (10. ayet)
Bunu yapmaya güçleri yetmez çünkü onlar “küçük bir darbeyle
hezimete uğrayacak kabile döküntüsü bir guruhtur.” (11. ayet).
Onlardan öncekilerde böyleydi. Nuh, Ad ve pramitler sahibi (zu’l-evtâd)
Firavun, Semud, Lut ve Eykeliler... Hepsi aynı şeyi söyleyip durdular ama
azap çığlığından kurtulamadılar. Bunları da yekvucud olmuş tevhid
çığlığı/sedası (sayha vahide) yer ile yeksan edecek. O seda/çığlık
başlayınca artık geri dönüşleri de yoktur. (12-16 ayetler)