ifadesi oğlan aramak, genç, parlak kimi görseler koşup gelmek, başına
çökmek manasında kullanılmaktadır. Nitekim yukarıda geçen bölümde
görüldüğü gibi “koşarak geldiler” (yuhraûne) deniyor.
Lut’un karısının, onlarla birlikte kalacağı ve onların başına gelenin onun da
başına geleceğinin söylenmesin sebebi nedir? Lut’un eşi eşcinsel miydi ki?
Böylesi bir durumda Lut’un onunla evli kalması mümkün olmadığından,
tıpkı Firavun’un karısı veya İbrahim’in babası gibi bir durum olduğunu
görüyoruz. Yani Lut’un karısı böyle bir şey yapmasa da onlarla birlikteydi.
O sınıfın içindeydi ve onlardan sonuna kadar ayrılmamış, yapılanlara en
azından ses çıkarmamış, böylece zulme ortak olmuştu.
Lut’un “İşte kızlarım..” demesi de yöresel kültürden geliyor, “İşte kadınlar”
anlamında. Büyükler kavmin kadınları için “Kızlarım” derdi.
Elçilerden maksat da melekler değil; yörede bulunan erdemli ve dürüst
gençlerin gelip Lut’a “Bunlarla boşuna nefesini tüketme, yıllardır böyle
bunlar, has bahçelerde eğlenirler, bunları bırak başka yerlere git, Allah
belalarını verir bir gün” diye telkinde bulunanlar olduğu anlaşılıyor.
Üçüncü bölüm Hicr suresinde:
“Elçiler Lut’un evine gittikleri zaman, Lut “Sizi tanıyamadım, galiba
burada yabancısınız” dedi.[1] Onlar “Hayır, biz sana onların şüphe
edip durduklarını getirdik. Sana gerçekle geldik, emin ol doğru
söylüyoruz. Dinle şimdi: Karanlık bastırınca taraftarlarınla birlikte
yola koyul. Sen de arkalarından git; arkanıza bakmadan çekin gidin
buralardan.” [2]Lut’a şunu söyledik: “Göreceksin, sabaha buraların
yerinde yeller esecek.[3] Bu arada şehir halkından kimileri de
konukların geldiğini duymuş, koşarak gelmişlerdi. Lut onlara
“Sakın ha! Onlar benim misafirlerim, beni rezil etmeyin 69-
Allah’tan korkun, beni utandırmayın” dedi. Onlar “Sana elalemin
işine karışmanı yasaklamamış mıydık” dediler.[4] Lut: “İşte
kadınlar, eğer niyetiniz ciddi ise” dedi.[5] Elçiler “Ömrün hakkı
için” dediler “Baksana hepsi sarhoş, ne yaptıklarını bilmiyorlar.”
Nihayet tanyeri ağarırken onları korkunç bir çığlık yakaladı.
Böylece şehrin altını üstüne getirdik. Üzerlerine pişmiş çamurdan
taşlar yağdırdık... İbret almak isteyenlere bu olayda büyük dersler
vardır. Kalıntıları halen yol üstünde duruyor. Bütün bunlarda imanı
olanlar için gerçekten ibret vardır. [6] (Hicr; 31-77).
Görüldüğü gibi bu bölümün ana teması da göç... Lut’a gelen elçiler
şehirden gitmesini söylüyorlar. Tam da peygamberin artık Mekke’den
gitmeyi düşündüğü yıllara denk geliyor. Önceki bölümde geçen
“misafirlerin geldiğini duyunca koşarak gelen ve kapıya dayanan adamlar”
bu bölümde de tekrar vurgulanıyor ve bunların kim olduklarına dair biraz
daha ayrıntı veriliyor: “Seni elalemden nehy etmemişmiydik?” Yani
insanlara, halka vaaz vermekten, konuşmaktan, bizi eleştirip durmaktan
vazgeçmeni söylememiş miydik, sana yasak koymamış mıydık? Demek ki
bu adamlar şehrin yasak koyucuları. Lut’a konuşmayacaksın, kimseye bir
şey söylemeyeceksin diye yasak (nehy) getiriyorlar. Demek ki bu adamlar
sınıfsal olarak ileri gelenler; kavmin Kur’an’ın tabiri ile mele-i mürtefi, has