Kuran Kıssalarından Ne Anlamalıyız

(Arzum) #1

bahçelerde eğlenenler. Halkın çocuklarını kendilerine “oğlan” yapmak
isteyen kudurmuş haramzedeler...


Dördünce bölüm Enbiya suresinde ve iki ayet:
“Lut’a bilgi ve bilgelik verdik. Onu çirkeflikler işleyen o beldeden
kurtardık. Doğrusu onlar çok kötü bir güruhtu, yoldan çıkmışlardı.
Lut’u sevgi ve merhametle kuşattık. Çünkü o iyilik, güzellik ve
doğruluk timsali birisiydi.” (Enbiya 78).
Görüldüğü gibi burada da kavmin ileri gelenleri için pislik (rics), çirkef
(habâis), kötü (sûe) ve yoldan çıkmış (fâsık) tabirleri kullanılıyor.
Peygamber de içinde yaşadığı Mekke ilere gelenlerinin pislik, çirkef ve
kötülüklerinden işte böyle kurtulacaktır denmek isteniyor.


Beşinci bölüm Mekke döneminin sonlarında gelen Ankebut suresinde:
“Lut bir zamanlar kavmine “Siz gerçekten çok kötü bir iş
yapıyorsunuz. Sizden önce kimse bunu yapmamıştı” diye seslendi.
Devamla “Siz hala erkeklere musallat olacak, yol kesecek,
meclislerinizde türlü kötülükler işleyip duracak mısınız?” dediği
zaman güruhun cevabı “Eğer söylediklerin doğruysa getir bize şu
Allah’ın azabını da görelim” demekten başka bir şey olmadı. Lut:
“Ey Rabbim! Yozlaşmış ve kokuşmuş şu güruha karşı bana yardım
et” dedi. Elçilerimiz İbrahim’e müjde ile vardıklarında “Haberin
olsun, biz bu yerdeki güruhu helâk edeceğiz, zulümleri ayyuka[7]
çıktı” dediler.[8] İbrahim: “Orada Lut var ama” dedi. Onlar:
“Orada kimin bulunduğunu pekâlâ biliriz. Merak etme, onu ve
ailesini kurtaracağız. Ancak karısı kurtulamayacak” dediler.
Elçilerimiz Lut’a gelince onlar adına üzüldü ve telaşlandı. Onlar da
“Korkma ve üzülme seni ve aileni kurtaracağız ancak karın
kurtulamayacak” dediler. Biz bu yerdeki güruha yaptıkları
kötülükleri işler dururlarken gökten pislik indireceğiz. Dikkat edin!
Biz aklını kullanacak bir topluluk için orada bir ibret tablosu
bıraktık.[9] (Ankebut; 28-35)
Görüldüğü bu bölümde hicret zamanı iyice yaklaştığı için azap, helak ve
“geride kalanların” ne olacağı anlatılıyor. Erkeklere musallat olan
adamların kim olduğuna dair de biraz daha ayrıntı veriliyor. Bunlar fuhuşa
gelen (te’tune’l-fâhişe), bunun için erkek/oğlan arayan (te’tune’l-ricâl) ve
amacına ulaşmak için de yol kesen ( tegtaûne’s-sebil) ve bunları has
bahçelerine/eğlence meclislerine getiren (te’tune fî nâdiye) tiplerdir. Kim
oldukları gayet açık değil mi?
Ayette geçen “te’tune” ifadesi defalarca kullanılıyor. “Gelmek” (etâ)
kökünden gelen bu kelime gelmek, aramak, getirmek, musallat olmak gibi
sonucu başkasını etkileyen aktif/saldırgan/agresif bir çabayı ifade ediyor.


Altıncı bölüm Mekke dönemin iyice sonlarında gelen Neml suresinde:

Free download pdf