Yaşayan Kur'anı Kerim

(Arzum) #1

18-KEHF SURESİ 39,40.


Bağına girdiğin zaman 'Maşallah, Allah'ın yardımından başka hiçbir kuvvet yoktur! Deseydin olmaz mıydı? Gerçi sen beni kendinden fakir görüyorsun. Ama
bakarsın Rabbim bana senn bağından daha hayırlısını verir; seninkininde üstüne gökten bir afet indiriverir de yerle bir olur.
18-KEHF SURESİ41. Yahut suyu çekiliverir de yerinde yeller eser...


18-KEHF SURESİ 42.


Nitekim ürünün telef olup bağının yerinde yeller estiğini görünce yaptığı mafraflara karşı ellerini döverek: "Ah keşke Rabbime kimseyi ortak koşmamış
olsaydım!" diyordu.
18-KEHF SURESİ43. Çünkü Allah'ın yerine hiç kimse onun yardımına koşmadı. Kendi başının çaresine bile bakamadı.
18-KEHF SURESİ44. İşte böyle, mülkün sahibi gerçekten Allah'tır! Hak edilenin karşılığını vermekte de, sonucun ne olacağını beirlemekte de en iyi olan O'dur!


18-KEHF SURESİ 45. ANLAT onlara dünya hayatının neye benzediğini. Gökten indirdiğimiz bir su gibidir dünya hayatı... Nasıl ki onın yağmasıyla yeryüzünden bin bir çeşit bitki
biter, birbirine karışır, sonunda rüzgarın önünde savrulan bir çöpe döner, şte öyle... Allah'ın her şeye gücü yeter; bundan hiç şüpheniz olmasın.


18-KEHF SURESİ 46. Mal, mülk ve oğullar dünya hayatının süsüdür. Kalıcı olan iyilik, güzellik ve doğruluk ise Rabbinin katında çok daha değerlidir. Ümitvar olmak için de yeter sebeptir.


18-KEHF SURESİ47. O gün dağları yürüteceğiz. Yeryüzünü çırılçıplak göreceksin. Bütün her kesi mahşer meydanına toplayacak, hiç kimseyi geride bırakmayacağız.


18-KEHF SURESİ 48. Hepsi saf saf Rabbinin huzuruna çıkacaklar.ve bir ses: "İşte ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz, fakat siz söyleyip durduğumuz bu günü gerçekleştiremeyeceğimizi sanıyordunuz, değil mi?"


18-KEHF SURESİ 49. Amel defteri açılınca günah küpü haline gelmişlerin karkudan tir tir titrediklerini göreceksin. Şöyle diyecekler: "Vay halimize! Bu nasıl kitap ki ne küçük, nee
büyük dememiş, hepsini sayıp dökmüş." Evet, iğneden ipliğe her şeyleri ortaya dökülmüştür. Çünkü Rabbin kimseye iltimas geçmez.


18-KEHF SURESİ 50.


BİR ZAMANLAR meleklere; "Ademi selamlayın!" demiştikde iblis hariç hepsi selamlamışlardı. İblis cinlerdendi ve Rabbinin emri dışına çıkmıştı... Şimdi, siz
Allah'ı bırakıp da düşmanınız şeytan ve adamlarını kendinize dost mu ediniyorsunuz? Doğrusu zalimce bir tercih bu!
18-KEHF SURESİ51. Ben onlara ne göklerin ve yerin yaratılışında, ne de kendilerinin yaratılışında bir rol vermedim. Hibir zaman yoldan saptıranları yardımcı edinmiş değilim.


18-KEHF SURESİ 52.


O gün Allah diyecek ki: "Bana ortak olduklarını sandığınız şeyleri çağırın bakalım!" Bunun üzerine onları çağıracaklar fakat bir türlü cevap gelmeyecek. Zira
aralarına büyük bir uçurum koymuşuzdur.
18-KEHF SURESİ53. Günaha batmış olanlar ateşi görünce oraya girmek zorunda olduklarını anlayacaklar fakat iş işten geçmiş olacak.


18-KEHF SURESİ 54.


İşte bunun gibi Biz, bu Kur'an da insanlara ibret olacak her türlü örnekle tekrar tekrar açıklamalar yapıyoruz; bundan hiç şüpheniz olmasın. Ancak insanoğlu
çekişip durmaya çok heveslidir.

18-KEHF SURESİ 55. Kendilerine doğru yolu gösteren peygamber geldiğinde insanları iman etmekten ve Rablerinden af dilemekten alıkoyan sadece, öncekilerin başına gelenin kendi başlarına da gelmesini yani azabın başlarına, gözlerinin önünde gelmesini istemeleridir.


18-KEHF SURESİ 56. Halbuki Biz gönderdiğimiz peygamberleri ancak müjdeleyici ve uyarıcı olmk üzere göndeririz. Kafirler ise apaçık gerçeği, kof iddialarla örtbas etmek için
ellerinden geleni yaparlar. Mesajlrımızla ve uyarılarımızla dalga geçerler.


18-KEHF SURESİ 57. Rabbinin ayetleri kendisine ulaştığı halde, kendi yaptığı kötülükleri unutup ayetlerimize arkasını dönen kimselerden daha zalim kim olabilir? Böylelerinin kalplerine, gerçeği kavramalarına engel bir örtü ve kulaklarına da bir ağırlık koymuşuzdur. Artık onları doğru yola çağırsan da yola gelmezler.


18-KEHF SURESİ 58. Hem o bağışlaması çok, sevgisi ve merhameti sonsuz Rabbin, onları işledikleri günahlar yüzünden hemencecik cezalandıracak olsaydı hiç gözlerinn yaşına
bakmazdı. Fakat onlar için belirlenmiş bir süre vardır. Zamanı gelince hiçbir yere kaçamazlar.
18-KEHF SURESİ59. İşte o ülkeler... Biz onları zulümleri ile birlikte yok etmiş ve yok oluşları için de bir süre belirlemiştik.
18-KEHF SURESİ60. İYİ DİNLEYİN Musa bir zamanlar genç arkadaşına demişti ki: "Yıllrımı alsa bile iki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım."
18-KEHF SURESİ61. Bunun üzrine ikisi birlikte, iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. O anda balık denize dalıp gözden kayboldu.
18-KEHF SURESİ62. Biraz uzaklaşınca Musa genç arkadaşına dedi ki: "Neyse çıkar şu öğle azığımızı, bu yolculuk bizi hayli yordu."


18-KEHF SURESİ 63. Arkadaşı: "Şu işe bak!" dedi "O kayanın yanında dinlenmek için durduğumuzda nasıl olduysa balığı unutmuşum. Hay aksi şeytan, nasılda bir çırpıda suya
atlayıverdi." dedi.
18-KEHF SURESİ64. Musa birden: "Hah işte aradığımız oydu!" dedi. Böylece geldikleri izi takip ederek gerisin geri döndüler.
18-KEHF SURESİ65. Derken orada sevgili kullarımızdan bir kul buldular. Biz ona tarafımızdan bir bilgi öğretmiştik.
18-KEHF SURESİ66. Musa ona, "Sana öğretilen bilgilerden bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim?" dedi.
18-KEHF SURESİ67. Adam, şöyle dedi: "Doğrusu sen benimle beraber olmaya dayanamazsın."
18-KEHF SURESİ68. "aklının almayacağı şeye nasıl dayanacaksın?" dedi.
18-KEHF SURESİ69. Musa, "İnşaallah beni sabırlı bulacaksın; sorun çıkarmam merak etme" dedi.
18-KEHF SURESİ70. O da şöyle dedi: "O halde, eğer bana tabi olacaksan, ben sana söylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormayacaksın."


18-KEHF SURESİ 71. Derken yola koyuldular. Nihayet, bir gemiye bindiklerinde (adam) gemiye bir delik açtı. Musa, "Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin? Bu yaptığın çok
kötü bir şey!." dedi.
18-KEHF SURESİ72. Adam, "Sen benimle beraberliğe asla dayanamazsın, dememiş miydim?" dedi.
18-KEHF SURESİ73. Musa: "Neyse unutmuşum; suçlama beni, söylediğime de fazla takılma." dedi.


18-KEHF SURESİ 74. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam hemen onu öldürüverdi. Musa: "Haksız yere bir cana kıydın? Bu yaptığın çok kötü bir şey" dedi.


18-KEHF SURESİ75. Adam, "Sana, benimle beraber olmaya dayanamazsın demedim mi?" dedi.
18-KEHF SURESİ76. Musa: "Tamam tamam, eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam artık benimle ilişkiyi kesersin, o zaman haklısın." dedi.


18-KEHF SURESİ 77. Yine yola koyuldular. Nihayet bir kasaba halkına varıp onlardan yiyecek istediler. Ancak onlar kendilerini misafir etmekten kaçındı. Derken orada yıkılmak
üzere olan bir duvar buldular. O, duvarı onardı. Musa: "İsteseydin yaptığına karşılık ücret alabilirdin." dedi.
18-KEHF SURESİ78. Adam, "İşte şimdi seninle yol ayrımına geldik. Şimdi sana kabullenmekte zorlandığın şeylerin iç yüzünü açıklayacağım." dedi.


18-KEHF SURESİ 79. İlk olarak O tekne, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere ait idi. Ben ona hasar vermek istemedim, çünkü onların peşlerinde, her sağlam tekneyi zorla ele
geçiren bir hükümdar vardı.
18-KEHF SURESİ80. O gence gelince, annebabası mü'min kimselerdi. Gencin anne
18-KEHF SURESİ81. Rablerinin ondan daha temiz ve merhamete yakın bir evlat vermesini istedik.


18-KEHF SURESİ 82.


Gelelim duvara, o duvar şehirde iki öksüz çocuğa aitti. Altında onlara miras kalmış hazine gömülüydü. Babaları da iyi bir zat idi. Rabbin istedi ki o öksüzler
ergenlik çağına ulaşsınlar da Rabbinden bir sevgi ve merhamet olarak hazinelerini çıkarsınlar... Bak bütün bunlar kendiliğimden yaptığım işler değil. İşte
senin bir türlü anlayamadığın olayların iç yüzü!"
18-KEHF SURESİ83. SANA Zülkarneyn'den soruyorlar. De ki: "Size ondan bir hatıra anlatacağım."
18-KEHF SURESİ84. Biz ona yeryüzünde güçlü bir iktidar verdik. Her amacına bir vesile kıldık.
18-KEHF SURESİ85. Derken o bir amaca yöneldi.


18-KEHF SURESİ 86. Güneşin battığı yere doğru o kadar gitti ki, artık güneş bulanık bir suya dalıyormuş gibi görünüyordu. Gittiği yerde bir halk gördü. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn!
Onları ister cezalandır, ister onlara iyi davran."
18-KEHF SURESİ87. O şöyle dedi: "Her kim zulmederse onu cezalandıracağız. Gerisi Rabbine havale edilir. O da görülmedik azapla cezasını verir.
18-KEHF SURESİ88. Ancak her kim de iman edip iyilik, güzellik, doğruluk için çalışırsa, buna da en güzel şekilde karşılık vardır. Ona her türlü kolaylığı gösteririz.
18-KEHF SURESİ89. Sonra yine başka bir amaca yöneldi.
18-KEHF SURESİ90. Nihayet güneşin doğduğu yere vardığında; güneşin, doğayla iç içe yaşattığımız bir halkın üzerine doğmakta olduğunu gördü.
18-KEHF SURESİ91. İşte bu halk böyle yaşıyordu. Biz de zaten Zülkarneyn'in bu halka iyi muamele edeceğini tamamen biliyorduk.
18-KEHF SURESİ92. Sonra başka bir amaca yöneldi.
18-KEHF SURESİ93. Nihayet iki set arasına vardığı zaman, önlerinde neredeyse hiç söz anlamayan bir halk buldu.


18-KEHF SURESİ 94. Onlar: "Ey Zülkarneyn, Ye'cüc ve Me'cüc bu yerde fesat çıkarıyorlar. Bu yüzden onlara bizim aramızda bir set yapman için sana bir vergi ödesek olur mu?" dediler.


18-KEHF SURESİ95. Dedi ki: "Rabbimin bana verdikleri daha hayırlıdır. Haydi, siz bana bedenen yardım edin de sizinle onlar arasına sağlam bir set yapayım.


18-KEHF SURESİ 96. Bana demir külçeleri getirin. İki dağın arası demir külçelerle dolunca "körükleyin" dedi. Demiri ateş haline getirince "getirin, üzerine üzerine erimiş bakır dökeyim" dedi.


18-KEHF SURESİ97. Artık seddi ne aşabildiler, ne de delebildiler.


18-KEHF SURESİ 98. Zülkarneyn, "Bu, Rabbimin bir sevgi ve merhametidir. Rabbimin sözünü ettiği an gelince onun da yerinde yeller esecektir. Rabbimin sözü gerçeğin ta
kendisidir; bundan hiç şüpheniz olmasın." dedi.
18-KEHF SURESİ99. O GÜN onları terk ederiz, dalga dalga birbirine karışırlar. Dirltici soluk esince de hepsini bir araya topları.

Free download pdf