Microsoft Word - PROF. DR. NÄ°YAZÄ° KAHVECÄ° FELSEFE MAKALELERÄ°.docx

(Arzum) #1

gelince çökmüşlerdir. Bugünün nesli, atalarıyla övünerek tatmin aramak yerine,
bugün büyük sayılan eylemleri yapmak zorundadır. Geçmişin büyüklüğüyle
bugün büyük olunamıyor.
“Dünün güneşi ile bugünün çamaşırı kurumaz.”
İnsan, varlığı, sahip olduğu algı kalıplarına dökerek algılar. En gelişmiş fikirleri,
sahip olduğu eski algı kalıplarına indirgeyerek algılayacaktır. Bu durumda, yeni
fikirler, eski biçimlerle uygulanacaktır. Bu nedenle insanın gelişmiş fikirleri
algılamasını sağlamak için onun öncelikle algı kalıplarının çağdaş düzeye
getirilmesi gerekir. Çağımızın aklına, düşünmesine geçemeyenler, varlıklarını
sürdüremeyecek ve ayıklanıp gideceklerdir. Çağımızda ve bundan sonra fikir ve
bilgi üretmeksizin hiçbir davaya ve topluma hizmet edilemez. Bunun dışındaki
bütün iddialar, ancak kendi toplumunu ve ülkesini sömürmeye yarayacaktır.
Çağımız insanlık piyasasında değeri olan ve büyük olunan ürün, sadece kafa ile
üretilen bilimsel bilgi ve felsefi fikirdir. Bunların oluşturduğu ürüne “külliyat”
denir. Bunların uygulamaya dökülmesine “külliye” denir. Türkiye, insanlık
çizgisinin günümüz kesitinin dünya entelektüel piyasasında değer bulan külliyat
üretemiyor, onun yerine külliye üretiyor. Külliye üretmek, külliyat üretenlerin
ürünlerinin uygulamasını yapmaktır, onlara hizmet etmektir. Külliyat, kişinin
kendi kafası ile, külliye ise başkalarının kafası, eli, kolu, bedeni ve parası ile
üretilir. Külliye değil, külliyat üretenler, insanlığın tarihine geçerler. Külliyat
üretememe, lüzumsuz külliyeler üretmekle telafi edilemez.
“Külliyat üretemeyen, külliye üretir.”
Çağımız, beşeri akıl ve düşünme üzerinde dönmesine rağmen, akıl nedir nasıl
çalışır, düşünme nedir nasıl yapılır konularında bir tane Türkçe kitap yoktur.
Bunlar, eğitim sistemimizin hiçbir kademesinde topluma öğretilmez. Çünkü
toplumu istenildiği şekilde gütmek ve sömürmek ancak toplumun düşünmemesi
ile mümkündür. Türkiye’de toplumun düşünmesini istememek konusunda dinci
ve laik kesim müttefiktir. Çünkü bu ülkede toplumsal kolektif bilinç, düşünmeme
temeli üzerine kuruludur. Türkiye’de dinci ve laikçi kesim, motorları aynı,
kaportaları farklıdır.
“Çağdaşlık kaportada değil, motordadır.”
Fakat bu konularda İngilizce yazılmış binlerce kitap mevcuttur. İşte bu kitapların
ve bunları üreten binlerce düşünürün bulunduğu toplumlarda şeyhlik olmamakta
ve onları şeyhlik sistemiyle istenildiği gibi gütmek ve sömürmek mümkün
olamamaktadır. Türk toplumu bu doğrulardan uzak tutulmaya çalışılmaktadır.
Doğru fikir ve bilgi, yok sayılarak yok edilemez. Çünkü doğru fikir gerçektir.
Gerçekler yok sayılarak yok edilemezler.
“Gerçekler, geç ve güç ama güçlü ve kalıcı ortaya çıkarlar.”
Bu yazının, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 94. yılının kutlandığı günlerde
yazıldığından dolayı Atatürk’ün hakkını teslim etmek gerekir. Atatürk, ülkemizin
tek çıkış yolu olan, insanlığın çağımızda ulaştığı akılcı ve bilimsel düşünme ile
ülkemizi bir asır önce tanıştırdı. Bundan sonra var olabilmeyi sürdürmenin ancak
bu düşünmeyi yapmakla mümkün olabileceğine kesin kanaat getirmiş,
uygulanması gerektiğine karar vermiş ve Türkiye’de kararlılıkla uygulamaya
koymuştur.
“Ruhu şâd olsun!”

Free download pdf