Microsoft Word - PROF. DR. NÄ°YAZÄ° KAHVECÄ° FELSEFE MAKALELERÄ°.docx

(Arzum) #1

monarklar, kendilerine isyan edenlerin organlarını kesme ve öldürme dahil
yönettiklerinin bedenleri üzerinde tasarruf etme yetkisine sahip olmuşlardır.


Biyo-Siyaset ve Tanrı
Semitik Kutsal Kitaplar da bu patria potestas anlayışını tanrılarına aktarırlar ve
Tanrılarını biyo-siyaset sistemini uygulayanlar olarak tanımlarlar. Böylece
evrensel egemen tanrıyı, beşeri siyasal egemenin düzeyine indirgerler. Tanrı;
öldürme dahil siyasal boyun eğdirmek amacıyla bütün ilahi sözlü ve fiziki şiddeti
insanlığa uygulayan çapa sahip hale getirilir. Tanrı, Kendisine itaat etmeyenlerin
bedenleri üzerinde her türlü tasarruf etme yetkisine sahiptir.


Bio-siyaset anlayışı Kuran’da da aynen mevcuttur: “Allah ve Resûlüne karşı
savaşanların ve yeryüzünde düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya
öldürülmeleri ya asılmaları yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut da
bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için
ahirette de büyük azap vardır.” Maide, 33.


İşte tanrıya devredilen bu yetki, tanrının varisi olan peygamber gibi dünyevi
siyasal egemenlere devrettirilir. Tanrı’nın yarattıklarına, yöneticinin
yönettiklerine, ebeveynin evladına, kocanın karısına, hukukun suçluya fiziksel
cezalar uygulayabilir olması bu sistemden meşruiyet almıştır. Monark istisnai
egemendir ve hukukun dışında olmak demektir.


Monarşi ve İnsan Mülkiyeti
Efendi-Köle Mantığı
İnsanlığın, çocukluk döneminde monarşi ile birlikte ürettiği sistemlerden biri de
efendi-köle sistemidir. Bu sistemlerde insan mutlaka birilerinin mülküdür.
Malikler, mallarının üzerinde istedikleri gibi tasarruf etme hakkına ve yetkisine
sahiplerdir. Çocuk ana-babasının, karı kocasının, köle efendisinin, yönetilen halk
ise yöneticinin mülküdür. Bu yetki nedeniyle koca karısını dövebilir. Mülkü olduğu
için karısını kocası boşayabilir, karı kocasını boşayamaz. Yönetilen yöneticinin
mülkü olduğu için yöneticisini seçemez ve değiştiremez. Yönetici istediği gibi
öldürür. Kendisine isyan edenin kollarını, bacaklarını kesebilir hatta öldürebilir.


Bu yetki, Semitik Kutsal kitaplar tarafından, efendi yapılan Tanrı’ya devredilmiş
ve Onun kölesi kılınan bütün insanlık, Tanrı’nın mülkü yapılmıştır. Tanrı,
kendisine inanmayan kişi ve toplumları helak edebilir. Öbürdünya cehenneminde
ateşte yakabilir.


Bu sistemde sadece efendi öznedir. Köleler “özne” değildir ve kişiliği yoktur.
Efendi, kölesini meta malı yapabilmek için ilk önce kölesinin öznel dünyasına
tecavüz eder ve irade merkezini yok eder. Onu, efendisinin olan “öteki”nin
iradesine mahkum edilmiş simgesel otomat olan bir “vantrilok” yapar. Onda,
efendinin ipleri ile oynatılan bir kukladan başka bir hal bırakmaz.
Monarşi, konuşmayan insan (homo alalus) ister.


Totaliterlik ve Diktatörlük
Monarşi sistemi totaliterlik ve diktatörlük sistemidir. Totalitarizm; tüm yetkilerin
bir kişide merkezîleştirildiği ve ona mutlak itaat beklenen yönetim sistemidir.
Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmez ve bireyin yaşamının tüm
alanları monarkın kontrolündedir.

Free download pdf